Kara Nöbet
Belki de Eylül Eylül kokuyordun
Belki zemheri
Ama
Bahar düşleriydi gözlerin
Nisan içtim avuçlarından, zemzem misali
Dilinde kuş tınıları
Hıdrellez sancakları ördüm sarmaşıklara
Gerdanında gelincik kokuları
Uçurtmalar saldım saçlarından gökkuşaklarına
Rengârenk boyadım seni
Elimde Tanrı paleti, peygamber fırçasıyla.
Siyahın tonları olmalıydın oysa
Yamacımda Çingen kemanı
Fahişe ezgileri dinlemeliydim, şiir düşürürken sayfalara
Sen,
Uykusuz gecelerin
Kara nöbeti
Zaman gaspının
Ziyan kadranı
Yelkovan ve akrebin
Piçleşmiş çiftleşmesi
Belki Eylül kokuyordun
Belki zemheri
Başucumda ihtilal kitapları açıldığından beri
Denize şiirler yazıyorum, döküp şehir çöplüğüne seni...