Kara Şövalyeler
Yolculuk var yine
Zifiri karanlığın gölgesinde
Beliriyor yolcular
Kasıp kavuruyor dört yanı sert rüzgar
Belli ki acısını böyle dile getiriyor
Vazgeçin dercesine
Yolcular kim diye sorarsanız?
Ali, Mehmet, İbrahim, Hüseyin ismini sayamadığım
Madenciler
Arkalarında bıraktıkları gözü yaşlı sevdikleri
Ellerinde kazma ve kürekleri
Yaşamla ölüm arasındaki o kısa çizgide
Bir lokma ekmeğin kavgasıdır katlandıkları
Kara elmasa ulaşma umuduyla
Yerin binlerce metre derinliğinde başlar mücadeleleri
Üstlerinde tulumları, başlarında baretleri
Yeri gelir bütün kuvvetleriyle kayalara vururlar
Yeri gelir ocakta sürünürler
Yeri gelir göçükte kalırlar
Tek bir amaç uğruna
Emeğin en kutsal mücadelesini verirler
Kömür tozlu gözler
Simsiyah, belirsiz, soğuk günlerin
Korkusuz yürekli kahramanları
Kara Şövalyeler...
Gülcan MÜLAYİM