Karaçomak
Kastamonuda bir akşam üstü
Yürüyorum öylece karaçomakla
Nefesimi tuttum yorgun akşamda
Yürüyorum belirgin adımlarla
Sessizce yürüyorum zamanla
Neye üfledikçe kuşlar, ağaç dalında
Sema'ya dönüyor ağaçlar yol kenarında
Huzura eriyorum karaçomakla
Karaçokmak gözlerini kapamış
Dertlerini döküyor göz yaşlarında
O aşk bestesi dökülüyor şırıltısında
Kapadım gözlerimi dinliyorum her adımımda
Ah o kuşlar, ağaçların bekçileri
Ağaclara aşk şiirleri söylüyorlar
Bunu duyan nazlı yapraklar
Kıskanıp rüzgara kapılıyorlar
Ayaklar altında ölü yapraklar
Etrafa sevdayı saçıyorlar
Sonbaharın nazlı aşıkları
Rüzgara inanıp aldanıyorlar
Karaçomak yaşanmışların durağı
Sevdaların, aşkların kumsalı
Dertli ve kerderlilerin ortağı
Kızıl ırmağın vazgeçilmez odağı
Bilir karaçomak birçok şeyi
Ayrılıkların her türlüsünü
Bilir aşkın her türküsünü
Sırtlamıştır o, hayatın öyküsünü
Kastamonuda bir akşam üstü
Karaçomak deresince yürümek
Varsa niyetinde yorgunluğu eritmek
Sende katıl bu huzur kervanına severek...