Karanfil Tozu
güvercin kayalıklarından noksan
bir el gibi sevdim seni
üstelik küldüm rüzgarda uçuşan
ardımdan haykırıp duran
korkulu ve ürkek meleklerin
kanat seslerine durdum
yüzüme çevirdi yüzünü kainat
başladım yaşamaya yeniden
aşkı yüzüme dokuyanın
doksan dokuz ismiyle
‘’ Bismillahirrahmanirrahim ‘’
gün doğar yenilenir yüzüm
ey nas sen de her kelam bitimidir hüzün
uyku intikamımdır oysa benim
saklı dillerine gömülü eski Milletlerin
yaramaz çocuklarını sevdim
kaybolmuş sessiz harflerin ardında
saklı bir sokak lambasıyım
üşüdükçe üstelik kendi ellerini seven
yoksa öldüm de habersiz miyim
topraktan sudan karanfilden
düştüm dizimi kanattım
gitmeyen işlerimiz var oysa yolunda
bir yıldızdan bir attan dahası
bir kum tanesinden uzak
mavi yengeçler senin deniz şakayıklarındır
gül destelerindir pembe pazenle
şıngır mıngır gezen çocukluğun
oysa benim tuzlu sularda ocak şubat mart
yarama bastığım cimcimedir annem
binilemez gidilemez deniz atlarımdır aklım
düşündüm mü hayali cihana değse de
yazdı mı okunmaz çiledir bülbüllerim
şu sözler kara kalem ak kağıt
şehlaya kayık biraz ela olabilecekken
kahve çukurunda dolanıp duran
kırk küpün içinde kırık tek küp gözlerim
size diyorum neden gece olunca
başka bir şehre göçüyormuşum gibi geliyor hep
oysa sevdamızın sebebidir bu hava
bu su bu yokuş çıkan tohum
doğacaklar varken ölüme giden dünya
kaç sevmelik adam tanıdınsa tanı
aşk varken başka hiçbir şey umurumda değil
Yer gök aşk ile, daha ne olsun. Kutlarım kaleminizi
Şiire doyduran şair çokça tebriğimle