Karanlığa Serenat
Sen gittin gideli
Ne gözlerdeki şavk
Ne de dudaklardaki tebessüm
Dindirmiyor içimin sızısını...
***
martılar çığlık çığlığa
sokak lambaları loş bir koridor
sokaklar ışık seli hınca hınç insan
kalabalıklar içinde yapayalnızım
sen yoksun ya
asla geçmeyecek bu ızdırap
siluetim gecenin
karanlığında beyhude turlar atacak
kıyılara vuran dalgalar uğultu eşliğinde
zihnime çarpacak
say yıldızlar kadar kederlerimi
gör yusuf gibi kuyulara mahkum ruhumu
Ya sen,, aklımdan neden çıkmıyorsun
sen hâlâ anılarımı besleyen güz mevsimi
sokaklarda avaz avaz ağlarken rüzgar
sense kuytu gönüllerde yalnız ağlayan
kendi kendinle sarmaş dolaşsın yine
gecenin ayaz gölgelerini öpüyorsun
alev rengi dudaklarınla
öp karanlığı öp kötülüğü buğulu gözlerinle
kuzgun kanatlarında çırpınan ruhun
öylesine karanlık ki ruhsuz sevişmelerin
mehtap şavkını gölgeliyor buz gibi bakışların....
Suskun//