Karanlık Çökerken Şehrime
Yoldayım... Apansız bir gece var varlığımı hisseden
Yoldayım... Sol yanımda bir sancı var beni kemiren
Soğukluğu vuruyor tenime sonbaharın
Usulca dökülüyor yapraklar ardı ardına
Ve ben bir yorgun adam...
Yalnızlığımı paylaşıyorum yaşlı hayallerimle
Belki yutkunuyorum
belirsiz...
belirsiz...
Belki de gözyaşı döküyorum
habersiz...
habersiz...
Kabuk tutmayan bir yara var avuçlarımda
Korkuyorum dokunmaktan...
Korkuyorum çünkü üşüyor parmaklarım
Bazen keşkelere sığınıyorum herkes gibi
Bazen de kandırıyorum kendimi...
Sonra içimde bir burukluk beliriyor
Hafiften mevsim değiştiriyor yüreğim
Ve içimi ayaz yağmuru işgal ediyor
Oysa ben masumdum
Karanlık çökerken şehrime
Mırıldanıyorum... Kalbi kırık bir günlük var korkularımı def eden
Mırıldanıyorum... Kana bulanmış bir bülbül var
Güllerimi özleyen
Uykusuzluğu dokunuyor yanaklarıma gecenin
Ağırdan eziliyor kaldırımlar ardı ardına
Ve ben çaresiz bir adam...
Sessizliğimi paylaşıyorum çekingen aynalarla
Belki gülmeye çalışıyorum
Hafiften...
Hafiften...
Belki de uyuyorumdur
Derinden...
Derinden...
Sitem eden biri var gözlerimde
Çekiniyorum gözlerimi kapamaktan... Çekiniyorum çünkü acıyor kirpiklerim
Bazen boş verip gidesim geliyor herkes gibi
Bazen de yoruyorum kendimi...
Sonra dışarda bir karanlık beliriyor
Ağırdan sona eriyor bir gün daha
Ve penceremi sarıyor kış nefesleri
Oysa ben yalnız değildim
Karanlık çökerken şehrime