Karanlık Oda - 2
geçmiş sesleniyor bana
geçmiş, geçiyor ve gelecek
fısıldıyor an be an...
karışıp çarklarında
zaman denen değirmen
dönüyor, eziyor, öğütüyor
hiç acımadan ve hiç acıtmadan...
'şu an' isimli zorba kahraman
kavrayıp kara kalemini
çiziyor hiç durmadan...
çoktan kesilmiş geçmiş bir hesabın izleri
alnımdaki kırışıklardır
karanlık bir odasında hayatın
gün yüzüne çıkan
sanki titrek bir resim
her geçen günde
geriye dönüşsüz, kaçışsız cezam
geçmişin kireç yüklü bulutlarından
kireç rengi yüzüme
düşen kum taneleri, uçuşan saniyeler
zirvesinde yüksek dorukların
şeffaf soluk kar taneleri ve sönük yıldızlar
dönüyor, savruluyor... kıvrım kıvrım biriktirip
sahiline kurduğum kumdan kalelerim
sessiz sessiz yıkılıyor...
sahilde kumdan kaleler
oysa bir gelgite bakar
bir gelgit! an mekan
işte darma duman...
yıllardır konakladığım şu eski han
ve gıcırdayan yatağında
tükenen ben miyim?
söyle yoksa zaman mı tükeniyor...
27.03.2012