Kardeşime Hasret Türküsü
sevgili kardeşim lütfü için
---
gümüşhane'de günler sıkıntılı mı söyle
hasret oralarda daha mı katmerli
gündüzleri çiçek kurularıyla avun şimdilik
geceleri tek kişilik kelimelerle
eski dergilerle avun
unutma yün kazağını, hava kışlarsa
botlarını, siyah paltonu, kasketini giy
bilirsin: acımasızdır zigana dağı
desene: ne demek hava kışlarsa
güneşi gören beri gelsin, desene
ahşap evler, patikalar, o çelimsiz çocuklar
gençlerin genç-olmayan sözleri
deprem yemiş yüzleri ihtiyarların
her şey buz gibi
umutsuzluk yasak, diyemem sana
yalnız, ne diyordu bir dizesinde
o pek sevimli marjinal şair
nasıl da yakıcı sesleniyordu
-kimi kastettiğimi anlamışsındır-
hayatın ortasından o soykan şair:
"her karanlığın ucunda anne bir horoz vardır" (x)
onu hatırla
dallanıp budaklanır
sargıdaki yüreğin
camına tık tık vuran serçeler olur
bulgurundan serp onlara benden selâm serp
sigaranı tâzele
denk getirebilirsen bir tutamcık karanfili
fiyakayla tak yakana
çık dışarı
sürmeli gözlü kızlar eksilmez orda
-îdam isteyecek değil ya savcılar-
sorgusuz-sualsiz birisinin
gir koluna
gir koluna, çekinme!
hoş karşılar umarım
sevgilin duysa bile
zâlim sırıtıyor mu mazlum üşürken
-ki kesinkes öyledir-
ve yağcılık yanaşmacılık yürürlüktedir
yağcılığın yanaşmacılığın her çeşidini yuhala!
boyuna bastırıyor gece, diyelim
vakit hasret makamındadır
şüphesiz sevda
ruhi su'yu dinle
-rüzgârın isyancılardan kaptığı sesi-
rodrigo'nun gitar konçertosunu
hacı ârif bey'i bak boşlama sakın
mikis teodorakis'e vurgunsun zâten
olmadı mı
uyku tutmayanı vardır, çal kapısını, sana kızmaz
gazelini dinle, yanık yürekli cefâkâr köylünün
bitmedi
bitmedi
bitmedi daha
dünyanın kılcal damarlarına sinen vahşeti
bu vahşetin solduramadığı birleşik inancı
yâni, yıldız yıldız direnişini milyarlarca canlının
bunları düşün
bir burkulur, bir şenlenir
kalbinin içi
bunları yap kardeşim
bir hüzün uzmanına bunlar yakışır
acılı zenginliğine çünkü eflâtun direncine güvenim sonsuz
birlikte büyüdük biz birlikte sömürüldük hayatın karmaşasında
birlikte benimsedik hilesiz-hurdasız yurtseverliği
kılı kırk yararak çalıştık aşk üzerine
hüznü de, muhâlefeti de birlikte savunduk
ayrıca şu söyleyeceklerim ömre değmez mi:
-yolunu gözlüyor babam: olanca sevgisiyle
yolunu gözlüyor anam: sabır anıtı gibi
şiirsel kişiliğiyle kız kardeşim: yolunu gözlüyor
hani tekir kedimiz var ya: gözleri afrika kıtası'na benzeyen
sobanın yanı başında hem kaşınıyor, hem yolunu gözlüyor
saymakla tükenmiyor ki yolunu gözleyenler
dut ağacımız da geçen hafta kulağıma eğildi:
seni özlemekten bu yıl zırdeli-yeşil açacakmış
uzun lâfın kısası: oyalanma, tez gel
bahar ve baharatla ovacağız senin
ayrılık dergâhında çile çeken
granitten göğsünü
(x): Alâaddin Soykan'ın dizesi.
(*): Süveyda, Ocak-Şubat 2008, Sayı 3
Uzun şiir yazmak zordur hele konuyu dağıtmadan okuru şiirden koparmadan sonuna kadar okutmak şair bu konuda oldukça başarılı takdirlerimle efendim
Benim kardeşimin adı da Lütfü. :) Ne güzel geldi ne güzel şiir.