Kasım Yıldızı
yüzünü gördüm bir gün
aralıksız bir kış ayı sessizliğinde
yağmur düşe yansıdı,
sabır
tükenen şarkı misali
çaresiz nöbetlerde umutsuzluğun hıçkırığını
ruhuma yayarken
rüzgar üşüştü olmazlarıma
bir kuş havalandı
böyle bir havada tam da sırasıydı
rastgele gelen gül kokusunda
ölü ışığı adı altında
renksizliğime yas tutarken
sokak yolunda
yurt sandığım duvarlar yıkıldı
eve girdim
sonra tükendi sensizliğim
elimdeki kılavuza bakarak ilerlerken
çöküşünü hazırladığım uçurumlardan
fırladı gök sandığım cisimlerim
oysa
kimsenin arasında değildim
onlarda benimle bensizliğim arasında değillerdi
tükenmişlikle giydiğim siyahlarımı
ürkek bedenine uzatırken
bulunduğum ağırlığın öldürülüşünde
çömeldi
artık yakaramadığım
allak bullak edilen telaşlarım
her yerde
mutsuzluğun ininden ismim çıkarken
yaşlılığıma selam gönderdiğim
bir anın içinden
içime doğru
karışık simgeli duvarların ortasında
sıkıştı kalbim
sonra
döküldü saçlarım
bu hüzün yüzünden
gözlerimden indi kadersizliğim
bir zamanlar kasım yıldızıyken
şimdi artık ben bir hiçim..
15.11.2017
Yüreğinize sağlık
..üç harf yazabilecek kadar kalmıştı kalem ucunda mürekkebi o da ''hiç'' ti-gözyaşına ilmik atmış yavaşça indiriyordu yanaklardan İlknur şairem çok güzeldi tebriklerimle...