Kasımpatı
pat diye düşen çığ gibi kelimeler
ne de severdik oysa zamansız açan kasımpatılarını...
içimde kopan volkan patlaması misali,
soluk almadan çıkıyor herşey ağzımdan...
manasız amaçlar güdüyorum dün, bugün ,dünden öncesi gün...
bilmiyorum ne kadar doğru göremeyeceğimiz günleri bilip bilmeden ,
takvim yaprağından don biçmek geleceğe dair...
hani ocak birinden temmuz yirmi üçünün ismini belirleyip ,o günün yemeğini pişirmek...
kaç alinin ismi bu kaosdan konulmuştur,aliye sormak lazım...
yani anlayacağın yarını düşünenlerden değilim arkadaş,
benim gibi gel sende bugününde takıl...
ne de severdik oysa değilmi mevsiminde olmayan şeyleri...
mesela kışın yenen biber domatesi,
oyle güzeldiki bir meyvenin hasretiyle geçen mevsimler,
bu gelecek kaygısı mahvetti o güzel bekleme günlerini...
evim olursa dondurucum olmayacak emin ol arkadaş...
sen ne kadar yarını merak ediyorsan,
ben okadar hasretim geçmişteki o güzel yokluklara..
şimdi bir köşede aç geçmişe ,
geleceğin neler getireceğini beklemekteyim dün gibi...
oysa ne de çok severdik kasımpatı çiçeğini ....