Kasımpatı Hüznü
Çözülmemiş bir basamağıyım ben
Karanlığım...
Düpedüz karanlık
Rutubetli gecenin gecikmiş saatlerinde
Yine ayyaş ayyaş dolaşmaktayım
Yağmurun iğneleyici bir tonla çıkardığı ses
Ürkütüyor parmak uçlarımdaki
O davetsiz korkularımı
Ve ötesinde
- akıl hastasıymışım gibi-
Kendimle konuşmalara başlıyorum
Sanırım korkuyorum herkesten
En çok da kendimden
Gözlerimin önünde bir kelebek bulutu
Yüreğimde kasımpatı hüznünün yoğunluğu
Yalnız olanlardan biriyim ben de
Ve size hiç anlatamayacağım kadar
Soğukkanlı bir şekilde
Öldürürler yalnızları bir gece ansızın
Öyle bildiğiniz ölümlerden değil...
Bir kadının dudaklarından işittim ben
Nefes alırken nasıl ölündüğünü
Ve şimdi karanfil kokulu zamanın tutsağı olmuş
Nerde ve nasıl yaşıyorum unutuyorum
Sokaklar beni tanımamazlıktan geliyor sanırım
Çünkü bu tenhalığın başka bir açıklaması yok
Alışık mıyım
Neden inkâr ediyorum bunu
Alışık değilim hiçbirine
Farklıdır her bir kalp kırıklığının verdiği sancı
Sanırım çok oldu kelimelerle küskünlüğüm
Hangi birine dönüp baksam
Tanımlayamıyorum kendi çapımda
Şakaklarımdan aşağı mahalleye süzülüyor bir avuç korkulu damla
Ben dönüp dolaşıp aynı düğüme varıyorum
Bu çıkmaz sokak
Bu kelimeler atlası
Ne yazık ki kendime yabancı olduğum kadar
Yabancıyım hepsine
Vesselam
Bir kadın var aklımda
Unutamadığım
Ve yalnız
Ve yorgun
Ve sualsiz
Kim okuyacak bize bu gece mahur besteyi
Şiirin sınırları dışında biz diye bir şey var mıydı
Bilemiyorum
Üzerimde saman sarısı bir acizlik
Bir kadını birden fazla kez kaybetmenin yorgunluğu var sanırım
Bu gece yine yarım kalsın her şey
Özgür değilim... karanlığım düpedüz
Bu şiiriniz diğerlerinden farklı yetkin bir kalem olmanızın göstergesi aynı zamanda Hasan bey tebrik ederim
Bizi şiire bulaştıran zaten o;
Saman Sarısı Şiiri değil mi, tüm suçlu o .
Kutlarım Hasan .
Yüreğine, kalemine sağlık üstadım. Tebrik ederim. Sağlıcakla esen kalın.