Kavim
Ve Tanrı şer konuşan o kavmin konuşma yetisini aldı.
Ve sustu tüm avam.
Günler geçti,
Sevdalar çizildi.
Lakin çözülemedi duvarların köhenelerinden.
Taşlara, kayalara yazıldı tüm hatıratlar.
Belli ki fikir yetisi de yitmişti kavmin.
Lal oldu lehçeleri,
Şişti şişti kaldı herkes öylece.
Dümdüz bir adam sürüsü oldu kavim.
Fikirsiz zikirsiz hissiz...
Ve Tanrı topladı tüm şerli kelimeleri.
Karmakarışık bir vaziyet resmetti evvela.
Sonra yeni bir kader yazdı bu kavme,
Yeni bir yol çizdi.
Dervişler şarabı unuttu.
Ellerini tepeye dikti.
Gözlerini tepeye dikti.
Galata'ya dikti bakışlarını
Ve Tanrı kaderi idrak etsinler diye zihinlerindeki kilidi kaldırdı.
Kavim koskoca bir devlet oldu
Hüküm sürdü senebesene
Ve hükmün tadını sevdi bir zaman sonra.
Adil bir heyelan gibi çöktü hasımlarının tepesine
Un ufak zamanlardan ahir bir tat kaldı dudaklarında
Fani bir meşgale tutturdular tekrar.
Ve Tanrı şer işleyen bu kavimin üzerinden çekti elini eteğini bir anlık.
Ve Tanrı sustu.
Ve bertaraf oldu kavim ebedler boyu.
Ve Tanrı'da bir heyecan zuhur ediverdi.
Şer işleyen kavmin çocuklarına bir kader yazdı yeni baştan.
Yeni baştan bir hayır bahşetti.
Ve sustu tekrar Tanrı.
Artık kavmin torunlarında söz söylemek vakti
Ve sustu Tanrı
Elini eteğini tekrar gerdi üzerlerine
Ama sustu Tanrı
Demeyecek hayrı ve şeri karıştırmayın diye
Sustu.
Tanrı.
Şimdi söz söylemek sırası kavimde
yüreğine sağlık abim
👍👍👍👍👍👍👍👍👍