Kavuşmalardan Az Ötede
Bekliyorum seni...
... buz kaplı
yollarda yürürken
zemheri soğuk rüzgarın
dondurduğu
bir kırmızı gül ve
zeytin yaprakları
hışırdıyordu
parmaklarımın arasında
az ötede
yolun
kenarında
tek gözlü kumarbazlar
ve azılı fahişeler
p
u
z
z
l
e
parçalarını birleştiriyordu
kurşun ve kan kokulu
tahtalar üzerinde
düz çizgili bir harita
şeklinde
sonra
eve dönerken
yaşam kadar uzun
bir yanlış yoldan
ve
gökten
düşmüş bir gök taşının
kalbini getirdim
hediye etmek istemiştim
son direnişlerin
köşesinden dönen
gölgelerin burgaçlandığı
ayaz rüzgârlara
saklanmış eski düşlere
ve çoktan
talan edilmişti
doğal kaynak suları
hormonlu atlar
hipodromlarda koşarken
sözcükler
dizelere dönüşürken
uyuz köpekler havlarken
ve Aşk
karaborsaya
d
ü
ş
e
r
k
e
n
yaşam dondurulmuş bezelye
ve yankısı demir tadındayken
gölgeler
portakal soslu ördek
yerken
ve kadeh tokuşurken
domino taşları
art _ arda düşerken
ve yolun
sonunda
göz alıcı
ışıklarıyla
metropoller parlarken
bırak gözlerim sana yol göstersin
ey mavi gözlü kadın...
... karanlıklarda uzanan yol boyunca
fırtınaya direnen bir uçurtma gibi
küçük kıyamet bizi bulana kadar
bekliyorum seni
ışıyan ay altında
ayrılıkların şafağında
kavuşmalardan az ötede
seni bekliyorum...
Suskun//