Kayboluş
Sırtımda yılların yorgunluğundan bir hırka
Yalın ayak ıslak sokaklarda
Gecenin içinde kaybolmuş bir rüya gibi,
Ne gökyüzündeyim ne de toprak altında.
Ufacık bir umut kırıntısı düşümde,
El uzatsam düşecek sanki avuç içlerime
Ama daha dokunamadan yıkılır gibi,
Korkuyorum: Takâtim tükenir mi?
İçimde bir çocuk ürkek, çaresiz
Hıçkırığı yankılanır ıssız caddelerde
Yine kâbuslar içinde ya kaybolursam diye
Düşmek kolay da, kalkmak mesele,
Ya birlikte düşersek hepimiz ?
Her an yükseliyor içimde ki fısıltılar
"Güven," diyor biri; "Kork," diyor diğeri.
Bıçak sırtında korkak adımlar
Omuzumda yıllar, dilimde suskunluk,
Ruhumda bir yankı: Sessiz bir dokunuş…
Bir kuş gibi özgür, kelebek gibi renkli,
Çocukça yaşamak isterdim,masalca
Oysa ki o masum çocuk, oldum olası isyanda
Güneşe âşıkken kalınca zifiri karanlıkta...
Ellerimi uzatsam, ışığa dokunur muyum?
Yoksa yine gölgelerde kaybolur muyum?
Herkes gibi.
Yetişkinliğin öğrenilmiş çaresizliğini, içimizdeki çocuğun hayal edilmiş mutlulukları alt edebilir, ışığa o çocuk dokunabilir... Tebriklerimle🍀