Kayıp Kent
yaralarım kanıyor
coğrafyama sığabilir mi şimdi kan kokulu sevdam
üstelik bunca acı çöreklenmişken çatlayan damarlarıma
ama bilmelisin/ mutlak bilmelisin
kardelenler senin uzaklığından dem vururlar her akşam
son duraklarda inmiyorum bu yüzden
bir kör döğüşüdür bu/ etiketliyorlar hüzünlerimi
durmadan kan gidiyor bir yerlerden
düşünmek
saatlere ve çizgilere indirgeniyor artık
anahtarı yok bu kayıpların oysa
dönüşümü yok
yine de hangi gamzene sığınsam bir özlem vakti
kurşun rengi güllerin üzgün duruşu
ve yanık türküler var orada biliyorum
saklıyorlar beni
ama ne garip ki
o yitik kenti ve ağlayan caddeleri
özlüyorum
orta şekerli kahvemi
vitrinleri
neon ışıklarına gömülen
yüzünü unutmuyorum
ve dahası
üçüncü sınıf otel odalarını ürkek öpüşlerini
sinema perdelerini
sinemaskop hayatımı ve seni
seviyorum hala
unutmadım hiç bir şeyi/unutmuyorum
ciğerim kanıyor
halbuki beni görsen hemen tanırsın
pek değişmedim haritam aynı
hala meydanlardayım
sigaraya yeniden başladım
biraz daha saçlarım beyazladı
bu kış da öğrenemedim bağlama çalmayı
hala sigortalı bir işim yok
sana dair şiirler eskitiyorum hala/ yakmalıyım belki de bütün şiirlerimi
bir de yokluğun vurmasa
nerelerdesin yüreğim kanıyor
duymaz mısın çığlığımı
bütün intiharlar biraz alıntıdır belki de çürümüş aşklardan
ama söz yok
yalın kılıç bir serzeniştir dökülen
yalnızlığım
bu yüzdendir yaşamla sarmaşdolaşlığım
yaşam dedim de
yaşamak tınısı
yine de/seninle
bütün gürültülerin ve savaşların bittiği yerde
ama gel gör ki hep
hep bir yerlerim kanıyor
düşe kalka o kayıp kenti arıyorum/ orada seni
diyorum ki
coğrafyama sığdırmalıyım bütün acılarımı
kardelenleri çoğaltmalıyım bir akşam vakti
bütün son durakları bitirmeliyim
ama bilmelisin/ mutlak görmelisin
yaralarım ağlıyor
yana yana
bir şairin
vurulup düşen kaleminden
İyi bir şiir okudum ,özellikle final Güzeldi . Kutlarım Ali Kemal bey