Kayıp Odalar-II
Mumdan askerlerim var bu hanın içinde,
Binbir kapının çivili eşiğinde.
Yıldızlarım uzanmış, her tümseğin üzerine,
Kırılmış zamanlarım dümdüz olmuş,
Kayıp odalarımın beşiğinde.
Kumdan duvarlar esiyor ayaklarımın dibine,
Tane tane bir yüz dökülüyor yerlere,
Bu rüzgar kayıp odalardan mı esiyor?
Ne de soğuk, ışıklar daha titremeden donuyor.
Kumdan duvarlar esiyor ayaklarımın dibine, Tane tane bir yüz dökülüyor yerlere, Bu rüzgar kayıp odalardan mı esiyor? Ne de soğuk, ışıklar daha titremeden donuyor.
farklı düşündürücü
bir kaç kez okunması gereken güzel dizeler
tebrikler yağmur a
Başlangıcı (I) okuduğumda, devamını merak ettirici bulmuştum. Kayıp odalardan birinin kapısı (II) açılmış ama hüzün estirmiş. "Işıkların daha titremeden donması" etkin bir betimleme. Mihriban türküsündeki "lambada titreyen alev üşüyor"u da akla getirmiyor değil. Kaybolmasına sevinmeli böylesi odaların. Açmakta yarar var mı, anahtar sahibi bilir. Kutluyorum.