Kayıp Şehrin Rengi
Filistin'in öfkesi kadar sessiz
Kudüs kadar esirim
Güneş ölüm dolu, kızıl eteğini dolamış dünyaya
Bir şehir düşünüyorum şimdi bir yok içinde
Varlık bir kimliğin kopuk şemsiyesinde
Yağmur damıtıyor,
Çatlak toprağa bulutlar
Bir ürpertinin kollarında hüküm giymek
Şehrin sokaklarına yakalanmadan
Sana varma yassına tutulmadan
Senli mayınlara basmadan
Yüzüm sana dönmeyecek
Göktü sana kırpan ben değil,
Kovalamam peşinden davet etse de kaldırımların
Perilere gülümseyen yıldızlarına ne demeli şehir
Çapraşık bir düğüm atıyorum sevincine
Aynı inatla depreşen duygular geziyor sen de
Kaçak bir gelinin
Yanık bağrını sıvazlamasını bilmeyen yüzsüz, riyakar şehir
Rengini veremedim sen nesin?
Bölük pörçük bir düzen mi?
Matlup bir ziyankar mı?
Yoksa raspalı bir katil misin?
Yosmanın intiharı kadar bir muammasın ey şehir.
Baktıkça İsa'sın çileli
Düşündükçe Firavun'sun lanetli
Yürüdükçe iki kollu cansız bir ceket , iki kanlı paçanın içindeymişim
Bütün limanların kelepçeli
Gemilerin gözlerimde yeşermeyecek bir umudun gölgesinde
Bela çiçeği kokuşmuş bir leş
Gül kıtık kıtık
Çak sevdayı artık , sök bütün güzel sandığın çirkini renklerin
Melekler ?şeytan? sanıyor bulanık tozlu görüntünü
Göklerin yükü artıyor
Kirpikleri kıpraşıyor
Ve ben kalbe dolandırıyorum güzelliklerimi
Dolanmadan yürüyorum
Düz etrafımdakilere bakmadan.........................