Kediler
Kediler geçiyordu her yerimizden
Yılgın ve yılışık bakışlarıyla sürtünüp yırtıyorlardı kederli gözlerimizi
Bir lokma ekmeğin
Ayağa düşüren eski küflü asaletine kanmışlığın
Akıl almaz efsanelerini fısıldıyordu
Karınlarının sıcağını emen renksiz duygusuz rüzgarın
Köhne kocamış dili
Kıştan kalmış
Kıştan kalır zaten sadece
Kediden sahipsiz insan kıymığı batmış benli senli
Oysaki yalan öyküler
Kediler geçiyor her yerimizden
Yalana yalana incelmiş yüreklerin beyazının köründen
Akşama esir düşmüş
Anason ardına sığmaz sefilliğinden
Bir katre dahi temizlenemiyorduk
Diğer gözlerin iz düşümünden
Sözüm ona günaha batmışlığımızı müjdeleyen sözler çirkefinde
Arınamıyorduk oysa kediler kadar
Geceleri çoğaldığımız yalanların
Yüreğimizi tüketen sahte hayallerinden
Nasıl güzeldik geceyi aklayan o demin keyfinden
Ve gün doğardı kedilerin bekçi gözlerinden
Kimseyi beklemeden
Ümidi yenilemeye vakit dahi vermeden
Hesapsızlıkta düşmüş günün doğumuna
Eski yorgun kıyı şeritlerinin pembeyi yutmuş evsizliğine
Kediler geçiyordu her yerimizden
Yazdan önce ilkbaharı getiren o ıslak
O tantanalı günlerin derinliğinden
Doldurup kulaklarımızı
Bizi mi yoksa bizsizliğe düşkün bilinçsizliğimizi hatırlatan
Vahşi belki aslında hayvani seslerinin
Doğası utanmaya yedirilmiş bitimli zevkinden
Sessiz günlerin sisli gündeminden
Geçiyor kediler gözlerimizin yüreğinden
Kalabalık sokaklara düşen kalabalık kimsesizliklerden.
Sızıyorlar ciğerimizin ta içinden
Olmayan gözlerini ruhumuzun oyarken gölgeler
renksizliği kanıksamış medeniyetsiz hallerimizden
Kediler geçiyor ömrümüzden
Ne de severim o küççücük zibidileri ah bir de arabaların altında ezilmeseler...👍