Keklik ve Köy
güneşte yanan tarlalar
sağır eden rüzgarın uğultusu
kerpiç ve taştan evlerde
kediler mırıldanıyorsa
açlıkta tok dolu sesler varken
bir vagon dolusu keklik gibi
usul bir homurtu duyuluyorken
konak önünde
kızıla bürünmüş göletlerde
derinlere dalan kurbağalar
derme çatma evlerden
duman yükseliyorken
taş duvara uzanan köpekler
ve kediler el ele düşlerde
çiçek açan haşhaşların üzerinde
koşarken
yüksek sesle duyulan tavla taşları
ölüyken yaşayanlar bu köyde
çimen ve tahıl serpilen vahalarda
yaz yağmurları altında
koştur deli tay koştur idam sehpasına
özgür ve hür keklik kanatlarında
bir pazar günü yayılıyor çimenlere
işleri tersine çevirmeye cesaret edenlerin
uğultusu çok uzun sürüyorsa
bilin ki daha başlamadan bu hikayenin sonu yazılmıştır….