Kelebek Kanadında Umutlar 3...
Cehennem aşk'a boyun eğmeyenlerin mekânıdır...
__________________________________________
şu önümüzde uzanan uçsuz bucaksız mavi deniz
bize teslim olmuş gibi görünüyor
oysa biz onun öfkelerinden birer dalgayız
o bizi, üzerindeki suskularını bozmamız için gezdiriyor
onu yüreğimizden nasıl konuşturacağız,
kalbimizin simetrisini, kayalarda ve kumlarda parçalamadan
şekilsizlik daima bir şekil arayışıdır
sayısız nebula'ların orion'a göz kırpması gibi
biz ezelden arayışa soyunanlar
dönmekteyiz şimdi
özlemlerimiz soluklarımıza asılı kaldı
katı kalıplara girerek, buhura dönüşerek
bir kez daha yeniden başlamak için dönmekteyiz
önümüze çizilenden başka ne var ki yaşanacak
doruklara yükselmekten,
parçalanıp tutku ve özgürlük kanadına konmaktan,
başka ne var ki yaşanacak...
ezelde toprak bedenimize üflenen usarede
tatlı bir seda ile oluvermedik mi
şimdi, o sedanın sarhoşluğu içindeyiz
o sesi aramak içgüdüsü yüreklerimizde
müzikler yazarız, O' nu söyleriz.
cesetlerimize bırakılan nur-u endamın hapsindeyiz
ışığın kaynağını tekrar görebilmek özlemlerimizde
şiirler yazarız, O'nu söyleriz
arayışımız hiç bitmez bizim
biz O'nun, bu karanlık dünyada kaybolan yitikleriyiz
hep şarkı söyleyebileceğimiz
ve özlemlerimizi duyurabileceğimiz
kıyıların arayışında olacak mıyız
ancak şimdi neyin dalgası duyacak bizi
tükettiğimiz bu anlamsız lisanda
sevgi yoksulluğu paçalarımızdan dökülürken
hiç duyulmuş muydu, O
toprağımızı karıp biçim verirken
ve alınlarımıza geleceğimizi çizerken
ama aşkın eli hâlâ üzerimizdedir
öyleyse bu suskunluğu yırtıp atmalıyız
mevsimlerin yüzleri dikilse de karşımıza
dudaklarımız alevlerle yansa da
aşkı şakımalıyız
damarlarımızda dolaşan kanımız
O olsun
soluğumuzda kokan güzel kokumuz
O olsun
anlar vardır
ayrılığın ölçülemeyecek uzun sürelerini tutar
anlar vardır
kavuşmanın yürünemeyecek çileli yollarını yutar
ayrılmaksa aklın tüketilmesinden başka bir şey değildir
yaşam umutlarımıza ve arzularımıza acımasız davranır bu koşuda
yüreklerimiz acı çeker ama biz anlamayız
uzaklık düşümüzle uyanıklığımız arasında uzanandır
eyleme dönüşenle, istek olarak kalan arasındadır
uykuda büyür düşte yaşarız
dopdolu hayatımızı
yaşam, peşinden koştuğumuzda
derin ve yüce,
gizli ve uzaktır
unuttuğumuzda sırtımıza binen bir tuzaktır
unut(ul)mada bir büyük girdap vardır ki
ne sesimiz ne de gözümüz aşabilir
oysa engin bakışla, yaşam ancak ayaklarımıza ulaşabilir
soluğumuzun fısıltısı yüreğinde gezinir
gölgemizin karartısı düşer yüzüne,
gözyaşlarımız göğsünde bahara dönüşür
rüyalarımızın ve düşüncelerimizin karları erir
sustuğumuz ve derinliklerde kendimizi dinlediğimizde
düşüncelerimiz kar taneleri gibi düşer
telaşla kanat çırparak boşluğumuzun bütün seslerini
beyaz sessizlikle örter
düşüncelerimiz
kalbimizin Tuba'sında
goncalaşıp çiçek açan bulutlardan başka nedir
ve umutlarımız
yürek rüzgârlarımızda
tepelere ve tarlalara saçılan taç yapraklardan başka nedir
çiğdem ışığı yansıtır
çünkü birdir ışıkla
bizse yaşamı
çünkü biriz yaşamla
oysa yaşamı örten ve gizleyen de bizleriz
benliğimizi örtüp gizlediğimiz gibi...
Konuştuğu zaman tüm rüzgârlar, yağmurlar sözlere dönüşür
soluğumuzun ve gözyaşlarımızın sessiz feryatları gibi
susuzluk çekmeseydik biz
yüreğimiz ancak kurumuş bir denizin kıyısı olurdu
şırıltısız ve gelgitsiz
ve susuzluk çekmeseydik biz
dudaklarımız gökyüzünün gözyaşlarından mahrum olurdu
söylemsiz ve sevgisiz
dağlar ve çöller arasında dolaşmamızda
onun serin kalbinin derinliklerini anımsayacağız
çoğu kez neyi özlediğimizi bilmeden
onun engin ve düzenli çizgisinin özlemini çekeceğiz
O, içimizde denize doğru koşan kar tanesi gibi kalacak
hep şarkı söyleyebileceğimiz
ve özlemlerimizi duyurabileceğimiz
kıyıların arayışında olacağız
ancak neyin dalgası duyacak bizi
tükettiğimiz bu anlamsız lisanda;
sevgi yoksulluğu paçalarımızdan dökülürken...
fazlasıyla şiirdi.... aşkın ötesinden seslenir gibi... şiire,😙 😌 sese şaire selam olsun👍👍👍👍