Kelebek Ömürlü Aşk
kelebek ömürlü aşkların yazılışları mı uzun idi...
yoksa ebedi bir ömrün anlatılışımı kısacıktı....
bilmiyordum ama sesleniyordum işte
duy beni....diye
ay gibi tutulmuyordum ama kıvranıyordum işte
çöz beni...diye
ve
aşk gibi arzuyla hisleniyordum ama diyemiyordum
ne sana....ne yalnızlığıma öp beni diye.....
diye diye seslene seslene, kıvrana kıvrana, hislene hislene geçen her zamana
ve
bilindik bilinmedik tüm yalnızlıklara duyurdum
çözdürdüm
öptürdüm işte kendimi.....de bir tek hüznün kır çiçeği güldür...dün beni dedi.....
yine işte o zaman soruverdim ben gibi....seviyor musun diye...
yine o zaman sırça yüreği bedbaht bir tek ben değilim dedim..
neye yarar üzüldük gibi
neye yarar sevdik sevildik dedim de..... bilindik ve alışılmış veda..lara bir el veda yı eklemeyi ikimizde öğrendik....
Şimdi....bilindik o koca dağlarda hala bilinmeyen hüzünlü bir çiçeğim.....Biliyorsun yerimi...yurdumu...sevdamı ocağımı
bildiğin yere
istediğin yere....istendiğin yere... bin kere değil sadece bir kere ne olur gel bu gece......evet gece...karanlık geceye dolunaylardan avizeler takacağım... ben hep kördüm ama sana akan gözler olacağım.... yıldızlar serpip gökyüzüne..... senin yüreğini taşıyan
bir burak üstünde gelişini seyredeceğim dörtnala.......... diye bir hikaye işte ...kimine göre masal...belki sadece sana göre gerçek...ama anlatıldı ya....
ben bunu duydum
hissettim ya.....
bilmiyorum işte...ama dedim ya.....
kelebek ömürlü aşkların yazılışları mı uzun idi...yoksa ebedi bir ömrün anlatılışımı kısacıktı....