Kelebek Öpücüğü
sensizliğin mevsiminde hasret biriktirdi gözlerim
yüzümde unutulmuş izleri yağmur saklarken...
nefesinin gül gölgesi şimdi çok serin
derin bir iç çekişle serpildi güz bahçeme
gözlerimde hasat zamanı ince bir hüzün...
eşikte bıraktığım sevinçler yitik
hayaller süklüm püklüm
eksik bütün harfler
unutulmuş sözcükler boğazımda düğüm
zamanın yorgun kapısında
gündönümü fırtınasına teslim ellerim...
solmaya yüz tutmuş hanımeli kokusu
neden burnumun direğini sızlatır şimdi
patika yolda ağaçlar şemsiye. karanlık bir tüneldeyim
ayrık otu sarmış sütü kesilen inciri
can eriği dallarında fesleğen kokulu el izlerin...
içimde hep o eylül ikindisi gidişinden rehin
eksilen gülüşümü yağmura sarıyorum sessizce
poyraz ağzı yüreğim...
zaman sarkacı boşlukta sallanırken
ne yıllar acını örtebildi
ne hasretini dindirdi.
haziranda sular yükselirken
gideni uğurladı feryat figan kanadı kırık serçe
fasılasız yağmurlar altında kimliğini unuturken mevsim...
bir seher vakti taze demli çay kokusu kapımı tıklatırken
güneş olsun üşüyen yüreğime kelebek öpücüğün
kifayetsiz kalan sözümü ah ateşi sararken
sakla beni sesinin billur ırmağındaki bir ninniye
emaneti teslim etmeden önce, anne!
yüreğine sağlık cnm
👍👍👍👍👍
Tebriklerim gönülden... içim sızladı okurken şiirinizi...
İlhamınız daim olsun...