Kelepir Bir Hayat İçin
fırtınada kalan tekneler
dalga kıranların adını sen koydular
çünkü deryada her yön sana doğrudur
ben ise kırılgan kalbimi
ufukta giden bir gemiye bıraktım
giderken uzun uzun ardından baktım
aşk yok da diyebilirdim aslında
varlığını tanımasaydım
sen de kutlu bir doğumu
hak ediyorsun aslında efendim
lakin benim yüreğim
yalnızca Ahmedimizin
bulutlar yere inince
bir panik havasıyla baktığım
her pencerede ölüler görüyorum
bıraksalar sana doğru koşacak
kırk küpün içinde kırk kırılgan adam
kirpiklerinin ölüsü bunlar
hayatımsa benden çok öncelerine ait
eskiyen bir zaman yolculuğu
olsa olsa usulsüzce yazılmış anı defterinde
unutulan kelamlardan ibarettir
kırılan kalemlerin beddualarına muhatabım
dökülen mürekkeplerin ahı vurdu beni
yoksul bir kulübeyim şimdilerde
limandan az uzakta balık kafası yiyen
kediler kadar mesudum aslında
bazen martı çığlıkları kadar münzevi
adımlarımdan korkuyorum bu sıra
bu kadar ses fazla bana bu kadar tuz
ekmek su fazla fazla bu mutsuzluk