Keloğlan

- Edebiyat öğretmenim merhum Eflâtun
Cem Güney'in aziz ruhuna ithaf -
Keloğlan dolaşırken yerde on para bulur,
Koşar hemen bakkala kırık leblebi alır.
Yiyerek gezinirken yolu düşer kuyuya,
Merak edip yaklaşır eğilir bakar suya.
Leblebinin yarısı parmaklarından kayar,
Kel kafası kızınca nice tehditler sayar :
-Vermezseniz yıkarım, kenarını kaşını,
Yıkar dağıtırım der zincirini taşını !
Bir Arap Bacı çıkar, leblebini yedik biz,
Sihirli bir sofrayla bedelini öderiz.
Donanır yemeklerle - Açıl sofram deyince
Yedikçe tamamlanır, herkes yesin doyunca.
Bu teklif Keloğlana oldukça cazip gelir
Sofrayı kabul eder, omuzuna yüklenir.
Annesine müjdeler : - Açıl sofram açıl der!
Demesiyle donanır çeşit çeşit yemekler,
Yemekler azaldıkça hemen donanır sofra
Görmeyin Keloğlanı serapa eda , tafra
-Herkesi çağıralım yesin içsinler bizde !
Der demez davet çıkar, tasarı kalmaz sözde.
Mahalleli toplanır ne bulurlarsa yerler
- Bu sihirli sofrayı nereden buldun derler?
Keloğlan anlatırken dinliyor görünürler
Kaşla göz arasında sofrayı götürürler.
Keloğlan çok bozulur koşar hemen kuyuya.
-Çabuk verin soframı ! diye seslenir suya.
Arap Bacı çıkarak sorar ?Derdin ne ? diye
-Soframı siz aldınız verin başka hediye !
Deyince Arap Bacı bir değirmen getirir
Keloğlan alır almaz anasına götürür,
Sola çevirir altın, sağda gümüş dökülür,
Bizimki bu def'a da zenginlikten sıkılır,
Değirmeni bırakır bodrumun köşesine
Yer, içer, döker, saçar payan yok neş'esine,
Kısa bir süre sonra altın gümüş tükenir
Çaresiz kaldığında değirmen akla gelir
Paslanınca değirmen sihirini kaybeder
Keloğlan alışkındır, hemen kuyuya gider.
Arap Bacı elinde bir tokmak ile gelir
Değirmenin yerine bu def'a tokmak verir
Biraz da bozulmuştur, çıkar ağzından bakla :
-Değirmene benzemez, tokmağı iyi sakla !
Haksızlık gördüğünde dersin : - Tokmağım kudur !
Tokmak hareket eder, haksızı bulur vurur.
Keloğlan sevinerek döner gelir evine
Bekler ki annesi de onun gibi sevine.
Annesi hiddetlenir : - Gitti değirmen, sofra
Elindeki tokmakla nasıl yaparsın tafra ?
Bilseydin kıymetini, onlar elden gitmezdi,
Şımarıklık yapmasan servetimiz bitmezdi.
Bu sözlere kızınca der ki : - Vur tokmağım vur !
Tokmak Keloğlanın başına hızla vurur,
Dur dedikçe vur anlar daha da hızlı vurur,
Anası şaşırarak çaresiz bakar durur.
Keloğlan akıllanır, anasına sarılır
Tokmak da bu arada enikonu yorulur.
Tekrar : - Tokmağım dur! Der, tokmak yavaşlar durur.
Anasının yanına bağdaş kurar oturur,
Af diler anasından :- Ben ettim, sen etme der !
Nadim olumca oğlu anası da affeder.
Der ki : - Benim Keloğlum ! çalışmadan yaşarsan
Bedavacılık yapar, av peşinde koşarsan,
Ne adam olabilir, ne de huzur bulursun
Çalışan kişilere kolayca av olursun.
Karıncayı örnek al, Cırcır Böceği olma ,
Bu yaşam savaşında kimseden geri kalma!
Keloğlan nasihatı kabullenip çalışır,
Tembelliği bırakır, karıncayla yarışır.
Gökten üç elma düşer, biri onun başına
Diğer ikisi ise okuyanın başına.
Not : (Merhum Eflâtun Cem Güney'in Açıl Sofram Açıl adlı
Masalından manzum hale getirilmiştir.)

15 Aralık 2011 31 şiiri var.
Beğenenler (2)
Yorumlar