Kendine Doğru
havada
bırakıp gitmiş kendisini
gölgeli saatler gelince uyku
yapraklara sevda şarkıları söyleyip
uzunca başka bir uyku
sevindi
dalları yerlere kadarmış
kendine çekip içine doğru kıvrılmak
bir gök yüzü bulmuş gibi yeniden
ve oraya bulutlar
mavi sesler asmak
kendi kalbinden geçen
sarı susmaz ki
sarı bir tarla
uçsuz bucaksız bir tokluk
kayıp şarkılar oyunu incindiğinde
tutkulu bir böcek gibi ağlayabildiğin
üzüldüğünde
ve o karanlık alçaldığında
sığınmış ellerini beyaz güvercinlere anımsatan
toz duman kanatlar senin yüreğin
öpülürken binlerce yıl yüksekten
hiç özlediğin
bilemezsin
parmağınla eşelerken toprağı
başını diken solucanın
hangi canını sana sakladığını
hangi mezarın ölüsünden
selamlar fısıldayıp kıvrandığını
bilemezsin.