Ki

Uzanır gecenin parmakları 

Sarıp sarmalar boğazımı 

Ne kadar çırpınsam boş 

Bir kurşun kadar ağırdı karanlık 

Mavi tırnaklı yıldızlar

Gülümserdi bana birer çocuk gibi 

Bir gülüş ki 

Öylesine derin öylesine içten 

Yanıp tutuştum o gözlerde 

Bir beyaz baykuş geldi 

Bir beyaz ki nur sandım 

Alıp götürdü beni uzaklara 

Ilık ılık eserken deniz meltemi 


Ne lavanta kokulu mezarlar gördüm 

Ne de sakin denizler

Bir müzik çınlanır kulaklarımda 

Bir müzik ki

Öylesine acıklı öylesine karamsar 

İçimdeki mumyaların çığlıklarını dahi

Duymaz oldum bu aralar 

Çok korkutur beni hazan mevsimi 

Gök kızıl, Yapraklar sarı 

Her yerde Azrail var 

Sanki vuslat zamanı 


Şimdi koynundayım gecenin 

Bir yorgandı kainat 

Bir yorgan ki 

Öylesine sıcak öylesine kalın 

Sanki doğmayacak gibi güneş 

Ya da uykudaydı bulutlar 

Kuytu kuyularda

Ve  durmadan gözyaşı döker

Sevgili ateş böceği 



Mor ötesi ışıklar kapladı beni

Korkuyorum çok korkuyorum 

Bir devasa hançer saplandı gönlüme 

Bir hançer ki

Öylesine sivri öylesine parlak 

Yatıyor ininde ormanlar kralı 

Sessizim çok sessizim 

Belki de bir ömür boyu 

Tutsak edildim sessizliğe 



Uyandı fırtına tanrısı 

O ne öfkeydi gördüğüm

Bir öfke ki

Öylesine korkunç öylesine vahşi 

Kalkar gözlerime inen puslu perde

Her tarafım sis her tarafım tuzak dolu 

Neredeyim ben nerede 




28 Ekim 2020 294 şiiri var.
Beğenenler (8)
Yorumlar (4)