Kibir
Promülü şaşmış şoför edası vardı suratında
Yukarıdaki düğmenin aşağıdaki ilmeğe iliklenmesi kadardı şaşkınlığı
Aynasıza sevgisi kadardı hatta aşkı
Gerilmişti iyiden iyiye ama yırtılmıyordu...
Manda derisi mi ne, astarı!
Küfür biriktirmişti yutağına boğum boğum
Sırası şaşmış emekli kuyruğu kadardı tamda
Şirazesiz tutkuları teslim almıştı dağınık sayfalarını
Özgürdü esaretinin ortasında yapayalnız bir başına
Kapılmıştı bir kere rüzgarına böbürün yalapşap
Davetlisi şaşmış düğün evi gibiydi içi
şaşkın bakışları hayretinin gölgesinde ezilirken,
Lodos sersemi ayak oyunlarıydı sadece kibri...
Acizdi.
Yalnızdı
Yapayalnızdı,!
Şekeri sonradan katılıp çalkalanmış, yayık kahvesi gibiydi aklı
karışıktı...
Asaleti, kırık kulplu bir fincandaki fal kadardı
Ne bir kısmet görünüyordu ne de yol
Üç vakit daha bekledi sonra...
Olmadı...
teşekküeler eksik olmayın..
Teşbihler harika. Asaleti, kırık kulplu bir fincandaki fal kadardı... Kalemine yüreğine sağlık Harun bey.
teşekkür ederim...
Başarılı 👍
Harun An anlatımıyla canlanmıştı 'kibir' hissettiriyordu varlığını satırlarda tebrikler...