Kibrin Yaradılış Saatleri
Masumiyet diye fısıldaşırken Albızın kızları
Kanma diye sesleniyor Umayın su dolu bakışları
Kanma ki kana bulanma sende
Ey kişi ey Tanrının suretinden gelen
Gördüğün ne masumiyet ne de mahrumiyet
Dağılan sadece kibire bulanmış bir parça gerçek
Belki de bir parça güç içinde oluşan asabiyet...
Suyun ve toprağın karıştığı balçıktan
Filizlenmişti artık tohumundan
Ruhun kibir kokan sözleri bataklıklar arasından
Tanrı seslendi bir an
Kalk titre ve oz olandan öz olana dönüş, silkelen
Göklerin mavisinden yerin yağızlığına
Bulanıyordu artık bengüye doğru yol alan
Suretinin yansıması olan kişinin benliği
Tin boşluğu bedenin kin benzeşmesi
Kaplıyordu artık sessizce
Arada kalan kibrin asabiyet tıslaması
Bir tarafta kişinin tini
Diğer tarafta bedenin yorgun kinlenişi
Her ikisinin arasında ise
Bir bebeğin umayeli gibi
Kibir duruyor kanana kan olan
Gerçeği bilene ise kendine kangren olup çürüten
Kişinin özünde ise ozun kang olup mengüye ulaştıran
Kibrin yaradılış saatlerinde başlayan varoluşun
Kibrin öze karıştığı
Ozun ötesine geçemediği
Yaradılışın sessiz saatlerinde
Her kişi can buluyordu varlığına
Can arıyordu kuru bedenine
Kimine bir nefes üfleyişinde can katarken
Kimine nefsin kokusunda kan katıyordu
Ülgen'in uçmağından Erliğin tamusuna doğru
Yaradan sesleniyordu tam merkezinde duran
Kişinin öz benliğinin serili olduğu
Yaradılış ağacının yaprakları arasında...
Kimine bir nefes üfleyişinde can katarken
Kimine nefsin kokusunda kan katıyordu
İşte hayatın özeti. Yersiz kibir insanı uçuruma sürükler. Tıpkı yersiz tevazu gibi.
Tebrik ediyorum Alparslan bey.