Kime ne diyeyim
nedendir bilmem
onca yaşanmışlık var da hikayemin bütününde
hep içimdeki hüzünleri yazasım gelir.
satırlara mı garezim kaleme mi bilemedim.
ne zaman canım sıkılsa,
yüreğimden bir tutam çörek otu misali küçük kara tanecikler dökülmeye çalışsa...
çöreğe mi garezim otuna mı seçemedim.
gözlerim dalar gider bazı vakitlerde,
önünde belirir hemen kalbime vurulan fırça darbeleri.
sessiz, belirtisiz arifin anlayacağı tarifin şaşırdığı ah o darbeler...
fırçaya mı güceneyim darbesine mi bilemedim.
nasihata gelir bir hoca sırtında sırmalı cübbesi
sözleri desen koca koca
kimbilir daha nice ilimle dolu heybesi,
her doğruyu söyler bilir ama,benim derdime yok bir çaresi.
hocaya mı güceneyim derdime mi bilemedim.
kimi dünya hevesi ile dolu
kimisi telaşesi ile
kimi eğlenceye doyamaz
kiminin acıdan duyulmaz sesi.
isyan edesi gelir insanın da
susmayı seçmeli der içindeki
gayesi çoksa da içinde gelmez artık hevesi
Değil söz sarf etmek kimselere meram anlatmak
Yetmez kendine bile nefesi
Garibe mi güceneyim
Kaderine mi seçemedim