Kimse Bilmiyor
kimse bilmiyor
usulca saklıyorum seni içimde
saçlarını tarıyorum her gece
yatmadan önce
tarağın dişlerinde sökülmüş yara kabukları
gittiğini sanıyorsun ama ben gitmene izin vermedim
ne zaman mutlu bir haber alsam o gece sana anlatıyorum
siyah gökyüzüne kavuştuğunda uyumadan
her anımda yanımdasın aslında
dedem öldüğünde yanımdaydın o gece
gülen fotoğrafınla
kazağımın iç cebinde
sonra ölümler bitmedi
ve bir yoldaş dost bileklerini çelikle buluşturduğunda
sen yine benimleydin sözlerimin hemen ucunda
çay nefesli bir kahvaltı anısıyla...
kimse bilmiyor
bir anı, toplu iğne gibi oturmuş atar damarıma
bir gülüş anısı bu
ne zaman çok üzülsem
vuruyor ucuyla kalp kapakçığıma
iğne ucu kadar seriliyor umut
senden sonra izini kaybetmiş kirpiklerime
sen sadece gittiğini sanıyorsun
oysa o çocukluk hayallerin hala benimle
el değmeden korunmaktalar içimde
her gece yastığımın diğer yanındasın sen
yorganımın ayak üşütmeyen altın oranındasın
hiç gidemedin
babam kanser oldu
elimi cüzdanımda terlettim sana sarıldım ben
sen bir tebessümünle hala oradasın
kimse bilmiyor
bir savaşım var ağlamamak uğruna
ben bu savaşı
gülüşün her aklıma geldiğinde kaybediyorum...