Kimse Yok Oysa O da Yok

Oysa hiçbir muhabbetin içinde adımın geçmeyeceği kadar sevmiştin beni...
Bu kent kalabalığında en çok da ben yalnızım.
Kimse yok, oysa o da yok..

Kaçıp giden bir tren gibi hissediyorum kendimi..
Arkamda vagon niyetine sürüklediğim acılarım
Ve içlerinde mutluluklarım yolcu niyetine...
Uzaklara gidiyorum,
Bilmediğim kentlere ve tanımadığım insanlara...
Her durak bir bitişin başlangıcı...
Gülüşlerime değen gözyaşlarıma yamatıyorum açılan yaralarımı...
Ve acıtan, ama bir türlü kanatmayan...
Susmayan...
Güne günaydın diyebilmek için bütün bu uykusuz gecelerim.
Her gece, her gündüz karanlık, dört duvar.
Hiçbir pencere yok yokluğunun içinde.
Gidişinle, her şeyi, her şeyimi amansız bir karanlığa buladın ya,
Şimdi bu nefes alışverişlerim de yalan.
N'olur,
Gözlerinin en ücra köşesinde öldür beni .

İçimin en sessiz yarasısın artık.
Duymazsın ki içimin ?sen' seslerini.
Bir veda'nın en çoğul kalıntısını bırakmıştın,
Yine de senden bir hatıra bu yalnızlık
Sevmeye çalıştığım..
Ama hep aynı yerdesin,
Yüreğimin gidemeyeceği bir kentin göbeğinde
Başkaları için nefes alıp veriyorsun,
Ve ben gelmeyişini bile seviyorum..
Bilmelisin oysa
Kızgın değilim sana.
Yine de içimden geçen otobüslere yolcu olmanı isterdim.

Dilimin ucunda bir Kudüs,
Kalk gidelim diyor içimden bir ses..
Ama hiçbir yol,
Çıkmıyor gözlerinin yeşil bahçelerine..
Aslında ellerimi tutmayışından belliydi bu son,
Gidiyorum dedin,
Ardından,
Bir daha gelmemek üzere gittin..

Gülüşlerimde sen eksikken yapmacık gülüşler sığdırmayı beceremiyorum dudaklarıma,
Bu yüzden çocuklar da sevmez oldu artık beni.
Yine de annem her bakışında üzülmesin diye,
Tebessüm edebiliyorum gücüm yettikçe.
Cumartesi kadar soğuk bir terk ediliş var avuçlarımda.
Her sabah olmayışın gibi aklımdasın,
Benim hiç olmadığım bir yerde gelmemeyi bekliyorsun,
Oysa biliyorum,
Gelsen yine gidersin.

Her gece yokluğuna ölüp,
Her sabah gelişine bir umuttu seni sevmek.
Gidişinle kaybettiğim kimliğim başkalarının elinde,
Yetimliğimin elinden tutmayışına değil bu kırgınlığım,
Ben senden önce ilk terki anne koynunda nefes almaya çalışırken tatmıştım.
Bir babadan daha çok,
Bir anne kadar sevdiğim bir kadına,
Şimdi bütün bu yürek yangınlarım.
Söndürmüşsün yine yalnızlığının ışıklarını,
Oysa en çok da ben yalnızım bu kent kalabalığında.
Yitik bir gecenin içinden kendime kaçamayacak kadar yorgunum
Hala teninin değdiği bir koltukta nefes alıp veriyorum..

Aynı semtin çocukları olamadık
Ama aynı bedende yaşamaya çabasıydı benimki.
Böylesi hayırlıymış deme bana.
Benim değilsin ki artık,
Hayrın bir başkasına.
Ben gitmediğimiz yerlere bile gidemem,
Korkarım çünkü,
Parmaklarının kenetlendiği bir adamı yanında görmekten
Temize çekemediğim bir müsvedde gibisin şimdi dudaklarımda
Yokluğunun deminde,
Acıların tam kapanmak üzere olan bir yaraya dönerken,
Özlemin düşüyor dudaklarıma.
Kan kaybından ölmek üzereyim..

Çok değil kalabalık özlüyorum seni.
Ben bu kente en çok da seni anlattım.
Her gün aynı aslında
Yokluğun masanın üzerinde duran kül tablasındaki izmaritlere eş değer.
Utançlarımdan taşmamak için
Bir kez daha gülümsüyorum.
Üzerimden geçen acıların arasından yine de sevmeye çalışıyorum seni.
Oysa senin adın aşk değil miydi bütün dillerde ?
Bir tek bana mıydı bütün bu geç kalışların.
Beni öldürüp öylece gitmeni isterdim.
Hadi gel de temize çek bütün geçmişliğimi.

Şimdi en can yakıcı suskunluğunla vuruyorsun kaleminin ucunda sakladığın beni.
Haklıydın belki de
Bu masalın bir gerçekliği olamazdı..
Gamzelerinden düşen gülüşlerin uykularımı solluyor her gece,
Ve ben hiçbir gece yetişemiyorum molana.
Ama özlemek acıya benziyor,
Tarifsiz ve darmadağın..
Keşke hiç gitmeseydin diyorum o zaman..
Yine özlerdim ama dağılmazdım...

Sokaklarda baloncular dolaşıyor.
Kaldırımlarda işportacılar.
Kent ıssız değil yani,
Oysa sen yoksun..
Eksik kalıyor gülüşlerin bu kentte
Düş kırığı bir hayatın son sözlerini çalıyorum,
Kimseye sormadan,
Ve tanıdığım herkesten bir kent öteye taşınmalarımda,
Bundan hep....
Yalnızlığımın altını çizsem
Bu çağda kimsenin anlamayacağı bir delilikle suçlanırdım..

Çok sesli ölümler denedim avuçlarından,
Ama gidişin kadar hiçbiri öldürmüyor beni.
Her gece uykularımı dağıtıyorsun,
Her gece karabasan gibi üzerime çöküyor ihanetlerin.
Kaç gecedir yokluğuna uykusuzum,
Yalnızlığımın ışıklarını söndürüyorum bir bir,
Sahipsiz günaydınlar saklıyorum ceplerimde
Belki bir gün gelirsin diye
Bir gün gelirsin diye terk etmiyorum bu şehri.

Kendini ihbar eden bir zanlıyım
Bu gece alkol tadı sürmeliyim dudaklarıma,
Acısını dindirmeliyim yüreğimin...
Faili belli bir cinayet ısmarlıyorum kendime,
Kendimi öldürüyorum,
Şakağıma dayadığım kör bir bıçakla..
Ağır adımlarla terk ederken bu kenti,
Bir vagon camından salıyorum kendi cesedimi,
Rayların sessizliğine...
Söylesene,
Gözlerime sürdüğün ayrılıklarla kaç kent uzağıma gittin,
Şimdi kelimeler bile suskun gidişine...

Şimdi sessiz kalmamın bir anlamı olduğunu düşünüyorsun...
Oysa sesinden intihar edersin diye beni,
Tüm eylemci sözlerimi sana savuruyorum..
Konuşmanı bekliyorum yar,
Bir gece ansızın hiç susmamak adına konuşmanı bekliyorum...

29 Kasım 2011 85 şiiri var.
Beğenenler (6)
Yorumlar (1)
  • 13 yıl önce

    TEK KELİMEYLE MÜKEMMEL BİR ŞİİR.YÜREĞİNİZE SAĞLIK HERŞEY GÖNLÜNÜZCE OLSUN.SEVGİLER...