Kiralık Kalpler Koğuşu

Kiralık Kalpler Koğuşu

Eğer harf intikal aşk yolu bana doğru yürüseydi

Eğer duvar kendini inşa etmekten yorulsaydı Kalbimde sesimi açan kuşlarla

Geceleri açık çatılı bir evde birini bulabilirdim

Siyah atlar ölü yağmurda yürüseydi

Sanki bir kabuğun içinde bir sır saklıyormuş gibi, ürkek ve gergin

Eğer parçalanıp güçlü duygularımı ele verseydim

Antikalarla dolu suya atılırdı

Tüm parşömen kızların duaları

Eğer bir milyon yıllık parşömende nerede doğduğumu bilseydim

Nefesin nefesle buluştuğu ters hiçlikte

Bir hale devrimi yapardım

Ve eğer bunu aklımda tutabilseydim pişirebilseydim ve çiğneyebilseydim

Kiralık kalpler koğuşundan oluşan 

Bir gökyüzünü bükebilseydim

Tanrı'nın içinden geçebilirdim

Şimdi duramam diyor 

Kalbimden fışkıran Hira'nın Nazım kıblesi

Sesim atalarımın ortak mirasında,

Düğmeli damarımdan kesildiğinde

Eğer kanlı bir kayıt gösterseydi

Şeffaf gölgem

Kuzeye bakar ve içimi yutardım

Göz kapaklarım olmadan çöle neden gideyim ki, diyorum

Kelimelerin etini kör bir bıçakla kesiyorlar, diyor Kudüs'ümün duvarındaki ölü bir taş.

Hatimsiz ağıt yaktığını fısıldıyor

Sesimde tüm yüzyıl mahallesinden

Gökyüzüne kaybolan kuzuların sesleri

Ayaksız dar kuyulara düşenler

Ölülerin tiyatrosunda ölü taklidi yapıyorlar

Bulut çocuklarına

İllegal avatarın yolu bir gün

Bulutların içindeki şemsiyeli çocuk şapkalarıyla

Bana gelecekti

Eğer yürüyebilseydi

Dudaklarımın kenarında duran gamze düğünlerinde

Eğer bir indigo yüklü gemi okyanuslara vira yazısıyla yelken açsa

O gün dağılsam, bir çığlık olsam ve saçındaki beyazlara boyansam

Saçındaki beyazlara binlerce aynada kendimi gördüğümü söylerdim

Var olmayan kalbim bana doğru koşsa

Annemin sularında doğumum

Tarihin bininci adımında

Selamlarımı doğururlardı

Kemik beyazı ellerimde

Yüreğimi yoğurmayı bıraktığımda

Yüzümü balkonda göğe düşürdüm

Doğumun topal bacağını kırdığımda

Şimdi içimde uçan tüm şeffaf ölü kelebekler 

Ölü taktidi yapsın Cana!

Dudaklarımın kenarında

İngiliz aksanlı bir serçenin portresi var

Portrenin içinde

Karanlıkta lambaları sayıyorum

Bir iki üç dört beş altı yedi sekiz dokuz 

Ona geç geldiğimde

Uçup göğe ışık olanlarla konuşuyorum

Kulaklarım bensiz

Öldüm mü sana Cana diyorum öldüm mü sana!






Hiçlikteağıt

KasımAralık24







25 Aralık 2024 57 şiiri var.
Beğenenler (3)
Yorumlar