Kırçıl Bir Ömre Dokundum

Baktığımda gözlerine kendimi de sevdim
Oysa sevmek yoktu hesapta

Ve
Ateştim
Nefesini hissettiğimde
Ürkek bakışlarla ürken bakışlara soyundum
Etle kemik arasında
Sense
Kuru bir samandın

Uykunda derin bir düştüm, uyandın
Ve
Yüreğime düştün

Dudaklarımdakiler kalbimdekilerin zerresidir
Zerresidir duydukların

Ruhum asi, tenim asil, usum sükûn
Kıran kırana savaşta

Sukutum ne güzel bir hatipti
Yetinmedin
Niyetim masal anlatmaktı, ninni değildi
Oysa sen
Başını koyar koymaz uyudun
İşte o savaşta kaybettim dillerimi

Tutsak ettiğim hayallerime özgürlüğünü verme
Şekilsiz bir kapa dolmuş sis gibisin
Yenildiğim halde galip olduğumu bilendim
Artık senli gölgeler peşimde
Gerisi gece gerisi ölüm

Ölü soğukluğunda bakır tenli akşamların tozuyla
Bin küsur yoldan geldim, bakma yüzüme
Bin günahtan korunmak için bir günaha müptela
Dilimi bir dilime katık ettim
Bin küsur yolum var, düşme peşime

İki can, iki mücrim
Harman edilmiş sevinç ve utançla doğuracak birbirini
Kırçıl bir ömre dokundum martıların şahitliğinde
Sandım yıldızlar tutuştu
Örselenmiş bir annenin omuzlarında kaldı gönlüm
İşte o savaşta kaybettim ellerimi