Kırık Bir Aşk

I
/'Merhaba' dedi kadın kader çizgisiydi an
Aldanıştı belki de yekpare geçti zaman/





Gül kurusu gündüzün doğumuydu bakışı
Çırpındı kuş yüreği özgürlüğe amade
Sarhoş etti ansızın içerken aşk-ı bade
Duyumsamadı bile durdu vaktin akışı
Rüzgar hiç esmiyordu yağmur ise bîçare
Kainat sus pus oldu kalbi mühürdü yâre



Dokunsa bozulurdu masalımsı mutluluk
Yaklaşmadı, tutmadı, baktı sadece baktı
Her baktığında derin, sonsuz ummana aktı
Evet dedi, işte bu, yeryüzünde ululuk
Ayak yerden kesilip yükselince semaya
Gerdi aşkın okunu yüreğindeki yaya



Perde perde inerken gözlerine saadet
Korktu, titredi kadın başının dönüşünden
Sonra derin haz duydu efkârın sönüşünden
Korktu, hep sustu kadın havada loş sükûnet
Esrik kokusu yoktu, dumansızdı anılar
Gecenin çıkmazında terk etti tüm sanrılar



Kimi var ki içemez umudu kana kana
Gülemez doyasıya hüzünle ahbap olan
Güneş doğmaz, gece hür, zifiri matem kalan
Ağıdı işler kalbe, yakarken yana yana
İşte öyle bir mevsim, yaprak dökümü hazan
Ölüm fermanı gibi okundu aşk-ı hüsran





II

/ 'Elveda' dedi adam, yankılandı boşlukta
Döndü cihan-ı alem, hüzünden sarhoşlukta/





Bitti dedi ve gitti, dönmedi arkasına
Suskunluğu utançtı ve eğikti dik başı
Bıraktı sel misali akıp giden gözyaşı
Ve iliştirdi hüznü kalanın yakasına
Ne kolaydı elveda diyerek çıkıp gitmek
Tutuşturup maziyi bir anda yakıp yitmek



Aşk ateşten bir gömlek, çok ağırdır giymesi
Kabullenecek seven kor misali yanmayı
Bilecek yürek aşkı acılara banmayı
Aşk tutulmaz, ölçülmez olanaksız sayması
Ağır geldi külfeti taşıyamadı adam
Güneş battı, ay söndü, kaldı yeryüzünde gam



Ayrılığın resmini kim çizebilmiş ki kim
Acının tarifi ne, kifayetsiz mi sözler
Yoksa ayna mı kalbe hüzne bulanan gözler
Değişen ne, sıcak mı çorak mı aşkta iklim
Kavak yeli esince savrulur kimi yürek
Afeti ne can yakar, gözü yaşlı ve ürkek



Alabora olduysan kurtuluş şansı yoktur
Diri diri gömülür anılar boş mezara
Kapanmaz açıldı mı büyür kalpteki yara
Yaşıyorken ruhunu teslim eden ne çoktur
Bir aşk daha gömüldü soğuk, kara toprağa
Asıldı çaresizlik titrek, kuru yaprağa





''Ahmet Ormancı'ya teşekkürlerimle''

17 Şubat 2013 147 şiiri var.
Yorumlar (5)
  • 11 yıl önce

    Esrik kokusu yoktu, dumansızdı anılar Gecenin çıkmazında terk etti tüm sanrılar

    ilkin şiirin adına baktım,

    nazım gibi;

    kapandı bir sayfa..

    güzel,

    sevgiyle kalın...

  • 11 yıl önce

    Şiirime beğenilerini sunan gönül dostlarıma sevgi ve saygılarımla...

  • 11 yıl önce

    Su gibi akıcıydı mısralar ve öykü tadında bir nefis anlatım... Okutuyor kendini, sıkmadan, gözü yormadan, "klişe bu" demeden, çünkü kalemin kendine has anlatımı çok belirgin; söz dağarcığı dünyanın bütün dilleri için bellidir, şair o dağarcığı kendine has duygu ve düşünce dünyasında kendi duyumsamasıyla yoğurup sundukça ilerler ve okunur... Teşekkürler kardeşim, bu güzel eser için tebriklerimi bıraktım... Saygılarımla...

  • 11 yıl önce

    Kimi var ki içemez umudu kana kana Gülemez doyasıya hüzünle ahbap olan Güneş doğmaz, gece hür, zifiri matem kalan Ağıdı işler kalbe, yakarken yana yana İşte öyle bir mevsim, yaprak dökümü hazan Ölüm fermanı gibi okundu aşk-ı hüsran

    Bir romanın ön sözü gibi aşka dair tüm gerçekler... Hayranlıkla okudum.

    Sevgili Seda, emeğini içtenlikle kutlarım.

    Sevgiler.

  • 11 yıl önce

    yürek barikatlarımın işgal vaktidir

    öykünen her merhabaya ellerimin en utangaç yanı

    her vedanın derin ikliminde , bazen yaza terlenen bazen kışa yontunan her anı ve anıyı birikiren solgun gül yapraklarının..

    derindi, iç derinlerime zerk etti şiir..

    kıyısız tebrıklerımı bırakıyorum şairem..duamla