Kırık Bir Kenti Toplamaya Gelmiştim

Yağmur ışıltısında
Avuç içlerimin içerlemesine aldırmadan
Sana alacakaranlık düşler dermiştim
Sevdalar çiselerken yalın ayak karanlıklara
Yalnızlık ipe çekecekken makus talihini
Deşerken hasretin mezarını gönül
Gömecekken özlemleri en derine
Ve ben gözlerini yüreğimin gönderine
Mıhlamışken
Sensiz bir geceyi daha kanattım
Dudak yarığı sızıntılarda
Oysa kırık bir kenti toplamaya gelmiştim...



Mezesi hayal kırıklığı olan
Beyaz şarap kızıllığında ki ey tekmelenmiş duygularım !
Ölü doğum sancılarında kendine layık bir ömür biçtir !
Sen ki nefs muhasebesinin hala hesabını çıkıştıramamışken,
Sen ki adamlığı bir türlü kendine yakıştıramamışken
Haydi doğrul !
Düştüğün düş çamurundan
Bilmelisin ki
Bu sevdanın vebali boynuna
Vuslata imanın amentüsü sessiz çığlıklarında yankılanan kaygılı duruşun
Bilir misin ey duygularım
/şüpheden doğmayan her iman piçtir/



Hangi gecenin, hangi kuytusuna zulaladın bensiz uykularını ?
Mahmurlaştı mı rahvan tenin ?
De ki sensiz bir dilek tuttum
Ve de ki sen beni muştularken
Vallahi ben seni unuttum...
Oysa gelişim
Delişment bir tayın sekişine mühürlenmişti
Kısrak kokusu kakülüne meftun bu aciz gönül
Yine heybesine kıraç iklimleri doldurdu
Yeşile çalan bir çift bakış
Hangi zemheri ayazında parlaklığını soldurdu ?
Oysa masalsı baharların gerdanlığına sarmıştım sadakatimi
Oysa yüz görümlük bir buse getirmiştim
Oysa kırık bir kenti toplamaya gelmiştim...



Tüm üzülmüşlüklerin üstünü örtebilirdi hasret nasırlı elim
Oysa sana el pençe divan bu halim
Af dileyebilirdi "gitme, kal" yakarışlarından...



Anladın mı ?
Sevinmelere yadırgı bir yüreğe inat
Hoplamaya, zıplamaya
Bütün sokaklarını adımlarımla kaplamaya
Ve dahası kırık bir kenti toplamaya gelmiştim...
Söyle ha! anladın mı ?