Kırık Bir Şeyler
‎"sus,
unutacak kadar sus", dedim
kendi kendime,
kendi kendimi sus
turarak, dedim;
"sus
ve unut..."
giderken sen
o başka kentten, biraz da benden
benden biraz
giderken,
ve yahut kentten...
bir şehir idim, şüphesiz içi mütemadiyen senle dolu
ve sana gürültülü, haritada adı geçmeyen
kordinatları deşifre olmamış,
gizli saklı bir şehir idim sana, bol gürültülü..
sustum...
şimdilik
tek çarem olsun bu, şimdilik
bir kenarda dursun bu, şimdilik
bir şeyler anlata,
ya da atlata'dursun bu, bir şeyler şimdilik dursun
sadece bu...
bu
bünyemde mani olamadığım bir titreme
idi
gölgemde hayretle izlediğim bir terleme
idi
hayatın normal seyrinde meydana gelen ani bir tekleme
idi
aşk
idi
sen
idi
gitmek
idi
elveda
idi
bitmek
idi
di'li geçmiş bir zaman
idi... bu
bu her şeyden biraz,
acı,
idi...
kırıldım,
sana
bilmukabele bana
bilhassa olanlara
olamayanlara, olamayacaklara
bir kez kırıldım, kalbimden...
ve bu bir kez
tekrarlandı bir çok kez daha,
daha da kırıldım...
kırıldığıma da kırıldım,
kırıldığıma kırıldığıma da kırıldım,
kıpkırık idim,
kalbimden...
oysa,
hiç et kırılır mı?
kırılır mı ya hu!
ne saçma....