Kırık Düşlerin Gölgesinde
Yaralı bir kalbin izleri,
Unutulmuş bir anının külleri,
Her nefes, içimde yanan bir ateş,
Soluklarıma karışan acı.
Gözlerimde tükenmiş umutlar,
Bir zamanlar ışık dolu,
Şimdi karanlıkların esir aldığı,
Bir fırtınada savrulan yapraklar gibi.
Gece, soğuk bir el gibi dokunur tenime,
Sessizliğin içinde yankılanan çığlıklar,
Kimsesizliğin sonsuz boşluğunda,
Her bir adım, dipsiz bir kuyuya düşüş.
Yalnızlığın pençesinde çırpınan ruhum,
Bir gölgenin ardına saklanmış,
Gün ışığına hasret,
Bir kış sabahında unutulmuş çiçekler gibi.
Kırık camlar, yerde savrulmuş,
Her bir parça bir hatıra,
Bir zamanlar parlayan,
Şimdi karanlıkta kaybolan yıldızlar gibi.
Ellerim, boşluğa uzanır,
Tutunacak bir dal arar,
Ama her şey kaybolur,
Bir rüya gibi,
Sadece acı bırakır geriye.
Gözyaşlarım, yağmur misali dökülür,
Her damla, içimde bir yara açar,
Sessiz bir çığlık, kimsenin duymadığı,
Bir şehrin kalabalığında kaybolmuş gibi.
Bir fırtına kopar içimde,
Susmak bilmeyen bir uğultu,
Her an, bir kılıç gibi saplanır kalbime,
Ve ben, her darbede biraz daha eksilirim.