Kırık Kilit
Düşlerim kendi eliyle boğarken bedenimi
Ağrıyan sancılı göğsümde ,tükenen umudum sızlıyor...
Geceler boyu süren yalnızlığın meskeni benim
Yırtılan zamanın kırıntısı damlarken avuçlarıma
Sürgüne uğrayan üç kuruşluk sevdamın kalıntısı
Sonundayım biriken çürümüş hayallerimin
Kahrolası ömür tükeniyor..
Hangi yaştayım biliyor musun?
Yüzümün yere düştüğü,
Ruhumun kanadığı ,
Yani içimde ki aslında çocuğun öldüğü..
Diz boyu sularda boğulduğum yaştayım..
Düştün mü semanın damlalarından aşağı?
Kalmazmış pekte yazacak birşey ..
Yanıldım oysa ki ;
Yağmurlarda yıkarken mısraları
Vatansız kalırken düşlerim
Geçmeyecek bir teselli benim ki;
Sığmayan göklerime ...
İzi değermiş sözlerin cümlelere
Bahçesi olmayan bir bahar kaldı geriye
Yanmaya yüz tutmuş yıllar kaldı geriye
Soğuk bir veda benim ki üşüyen her satırda
Sandıklara saklanan kırık kilitli bir veda
Gerçekler acıtıyor tam da sınandığım yerden
Değmiyor bir türlü geçmiyor
Zaman en diplerde isyan ederken
Su gibi akıp giden yaşayamadıklarım..
Bulduğumu sanarken kaybettigim tüm yollar
Çıkmıyor sana ..
Bel ki geçte olsa göz yaşlarımı bıraktım geriye,
Yüzüne su diye çarparken süzülsün öylece..
Susmasaydı oysa bulutlar
Dile gelirdi bel ki de
Uçurumun dibinden yazıyorum
Kilidi kırık bir sandığa hapsettim,
Bizden geriye ne kaldıysa ...
Ne kaldıysa işte.