Kırık Pusula
Yönümü bulamıyorum
Sahipsiz sığıntı yaratılışım
Bedenim yeryüzüne uyumsuz
Misinalarla bağlı kollarım ve başım eller arasında oyunda
Özümde kurutulmaya bırakılmış izler
Her birinde ayrı çürükler
Soğuk iklimlerde ılık tebessüm arayışlarım
Gözler süt beyazı tenlere çevrilmişken
Benim esmer yalnızlığım
Susuz suçlu varlığım
Doğum ölüm arası saydığım asırlar
Tek çift arası çelişkilerim, kararsızlığım
Argo sözcüklerden edebi eksik duvar süslerim
En çok sol tarafımdan günahkârım
Hoyratça yoğuruyorum boşlukta anımsamalarımı
Ve sol tarafımın üzerine bastırıp susturuyorum silahlarımı
Savaş her yerde tahribat yaratıyor
İçimin sivil organları kuru yanında yaşlanarak yok oluyor
Her çizgi aslında bir hayat hikâyesi binlerce yaşamı sığdırdığım
Nefesim soluk soluğa yorgunlukta
Müzik kutusu içinde dönen narin kadın,
Bir yandan öfkeme boğulurken diğer yandan piyano sesine yeniliyorum
Parçalarım ayrı anda aynı yerde kırık ayna karşısında
Sürmeleri akmış yapış yapış ifade de
Hangi parçadan başlamalı tamire
Sanırım hiç birine ihtiyacım yok
Hepsi değersiz anlamını yitirmiş
Bir güneş saatti bulup durmalı önünde
ve yürümeli gölgemin düştüğü yere...
Hep bir adım önde en tehlikede
Ellerimi birleştirip yansıtmalı iradesiz kanatlara
Yada dörtnala bir at üzerinde aşmalı geceleri
Günler benim dirilişim
Ay gecelere hâkim olunca
Gölgem denizde yakamozlar üzerinde
Renklerden yoksun
Karanlık nerede bitmeli ve nerede tükenmeli
Yönümü bulamıyorum kırık pusula cebimde
Çıkışlar hep yanıltıcı
Zulamda birikenler bayatlamış,
Oyunlar oynadığım çocuklardan mağdur
Tutamadım ellerimde dikenli telleri
İşte durmalı burada ve kapatmalı karalı karamsar defterleri
Satırlar bomboş
Ne zaman kapansa gözlerim geceye
İşte o zaman karşımda inançsızlıklarım, bir yerde tükenmiş olmalı
Yoksa bu kadar hızlı ilerlemezdi zamanın ikinci şahsı
Uyumsuzca büyüğe küçüğe
Ve kuralsızca bu kadar geçilmezdi
Yine kapayıp kendimi geceye
Güne bakanlar çevirince yüzünü sıcağa
Uyanırım asırlık uykumdan
Sanırım tükendi sayfalar ya da kalemlerin mürekkebi
Susmam gerek bir damla tükürükle yutmam gerek dilimi
Ve gitmeliyim gölgemin düştüğü yere...
inci uyanık;
Karanlık nerede bitmeli ve nerede tükenmeli Yönümü bulamıyorum kırık pusula cebimde
şiirlerinizi okuyacağım,👍
sevgiyle kalın...
Gölgemizin düştüğü yer toprak. Toprağın üzerinde durmak her yönde zorlayıcı olabiliyor hatta kimi zaman ya sabrı öğreterek..
Hayat böyle işte;
''Nefesim soluk soluğa yorgunlukta Müzik kutusu içinde dönen narin kadın, Bir yandan öfkeme boğulurken diğer yandan piyano sesine yeniliyorum''
diye yazdığı gibi şairin. Tebrikler.
"Karanlık nerede bitmeli ve nerede tükenmeli Yönümü bulamıyorum kırık pusula cebimde Çıkışlar hep yanıltıcı Zulamda birikenler bayatlamış, Oyunlar oynadığım çocuklardan mağdur Tutamadım ellerimde dikenli telleri"
Epeyce karamsar bir şiir..
Ama zaten yaşam güllük gülistanlık değil ki..
Sevgiler..
kutlarım şairem. saygılarımla...