Kırıkların Uykusu
küflü peynir kokusu ve küçük ellerinin
üşümeye yüz tutmuş ayasıyla
birkaç yapma çiçek içinde bir desti su
her şey tersine gidiyor sensiz
saça düşen ak’ın kızıla çalan sakalın hakkına
kelamın kalemin yazının adı yere batsın
ey şehlası kelimelerimin tozu kiri pasağı
buğulu bir camdan mütemadiyen
yola bakıp duran eski bir duvar gibiyim
ne yol geliyor bana ne ben gidebiliyorum
ayaklar kirpi oku başlar belanın adı durmadan sızlıyor
yani bundan iyisi de hani Şam’da kayısı
silkinen bir zeytin ağacı düşün
üstelik mevsiminden önce kararmış
bir de sopayı vuran vurana
Tanrı beni sana ben de seni toprağa verdim
demem o ki bunda olmayacak ne varmış
çok zaman almaz bizde çürürüz
narin bir hayat için şimdi bir bulut
bir gök yüzü sonra bir salıncak düşlüyoruz
vaka rüzgar estikçe dağılan bulutlar
gök yüzünü karartan öfkeli salıncaklara benziyorlar
ne onlar sallanıyor ne de biz binebiliyoruz
yokuş aşağıya salmış bizi birileri vira iniyoruz
küçük ellerindir çünkü öyle büyük
çok büyük dünyaların yerle bir olma sebebi
hayat diye andığımız şu çapulcu çadırında sevmek
oynak gece çengilerinin işidir şeyhim
sen istersen sev istersen kin et karışmam
bana aşk oldum olası yasak
karıncalar uyumuyor geceleri karıncalar
mezar aralarında hesap görüyor
ölmüş çocukların diri olmayan babaları için unut beni
unut çünkü sıra sıra dizilen tahtaların üzerinden
karıncalar hep zıplayarak geçiyor
ben ise her gece çökmüş bir mezar başında ağlıyorum
Efendim bu güzel şiiriniz için sizi kutlarım...
Tebrikler, okuyana da geçen müthiş bir duygu salınımı...
Şiir anlatım ve içerik olarak zaten hak ettiği değeri alıp günün şiiri olmuş. Bize tebrik etmek düşüyor. Tebrik ederim.
Saygılarımla
DeLi-oĞLan
Yüreği şiire doyuran şair tebrik ve teşekkürlerimle her daim
Tebrik ederim Önder şairim.