Kırıl İncil Ama İncitme
Ben; alçak yerlerde yaşamaya alışkınım.
Düşer- kalkar, incilirim, ama asla incitmem.
Yükseklerde yaşayanlar, ya bir gün düşerse,
Asla kalkamaz, tutunacak bir dal bile bulamazlar.
Ben; karınca gibi yerlerde yaşamaya alışkınım.
Ezilir-büzülür, incilirim, ama asla kırılmam.
Kendini dev görenler, ya bir gün ayna kırılırsa,
Yüzüne bakacak kırık bir can bile bulamazlar.
Ben; ana gibi gülmeye, ağlamaya da alışkınım.
Sevinir-üzülür, incilirim, ama asla yıkılmam.
Daima gülenler, ya bir gün yıkılıp ağlarlarsa,
Tutacak el, gözyaşı silecek bir dost bile bulamazlar.
Ben; gönül bağında dostça yaşamaya alışkınım.
Sever-sevilir, incilirim, ama asla gönül yıkmam.
Düşmanca yaşayanlar, ya bir gün bir gönül ararsa,
İncinecek bir gönül, incitecek bir kalp bile bulamazlar.
Ben; gül bahçesinde bülbülle yaşamaya alışkınım.
Öterim, açar-solar, incilirim, ama asla savrulmam.
Diken içinde yılanla yaşayanlar, ya bir gün zehirlenirse,
Yaprak gibi savrulur, kusmaya bile fırsat bulamazlar.