Kırılganlıklar / Düzyazı-şiir
1. yaprak
dün geceyarısı, dönerken eve, bir inilti bir duvarın dibinden. bir de baksam, ne göreyim: ormanını kaybetmiş, hüngür hüngür ağlıyordu, yaprağın biri.
2. bulut
geçenlerde, bir bulut geçiyordu üstümden. yaşlıydı, çökkün. sordum: ey bulut, mecâlsiz, nereye böyle? memlekete gidiyorum, dedi, memlekete. memleketin neresi, dedim ardından. neresi olacak, dedi, kederistan!
3. kapılar
ben açamam kapıları. kapılar açar, açarsa beni.
4. sefâlet
sevgilim olma sakın. sefâletim ol.
5. kerim korcan
kerim korcan; çingeneleri severmiş en çok, milletlerden. gerekçesi şu: milliyetçilik taslamazlarmış çünkü. kadınlardansa en çok orospuları severmiş. buna gerekçesi şu: nâmusluyum diye geçinmezlermiş çünkü.
ilâhi kerim âbi, haklısın, seversin öylelerini. seversin de, dilin sürçmesin sakın, çabuk söyle, '"fikir orospuları"na ne dersin?
6. şiire çalışmak
bana mısın bile demez, birinci dize. ikincide, eh işte, çakırkeyif olurum. direnirim üçüncüde. dördüncüde mi: can çekişen cümle-aşklar yıkılır üstüme.
7. iki perşembe
perşembe’nin biri demiş ki öteki perşembe’ye: ben bir şiirsel yürüyüşün perşembesiyim; ya sen kimin nesisin? öteki perşembe can havliyle bükmüş boynunu: ben "görüşmemek üzere"nin perşembesiyim.
8. sabah ezanları ve müezzinler
en çok sabah ezanları ağlatır beni, onların ferhat sesli müezzinleri.
müezzinler, müezzinler: her sabah ararlar da bulamazlar "şirin"lerini.
9. güneş-sen
öğle sıcağında bakamam güneşe-müneşe: gözlerim kamaşır.
senin gözlerine ne vakit baksam: kalbim kamaşır.
10. diyojen
kinik filozof diyojen, kaynaktan eliyle su içen bir çocuğu görünce; hışımla dönmüş kulübesine, fırlatıp atmış maşrapasını.
ellerimi atarım, her şeyimi atarım, varımı-yoğumu saçarım. ama sevgilim, fırlatıp atamam kalbimi. neremle severim sonra ben seni?
11. menekşeler
sana gelmeye ne zaman niyetlensem, bir avuç menekşe keser yolumu. siz onları mâsum sanın, bilseniz, nasıl kırarlar kanadımı-kolumu.
12. anladınız
yıllardan: İkibin (defâ beni) yedi. aylardan: aşkustos. günlerden: zarartesi. anladınız, anlatmayayım ötesini.
13. çöpçü
ne diyordu sevgilisine, can yücel: "öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri/çöpçülerin elleriyle okşardım seni".
şairdir, der mi der. yakışır da.
ben diyemem sevgilim. mâdem sıcak çöpçülerin elleri, ben de çöpçü olmak isterdim: sırf sevmek için seni.
14. şiir ve şair
şiir, şiirse, kendi gider önden; değilse, şairi: günümüzde olduğu gibi.
15. bir insan
bugün, sinop’tan buralara 50 yıl önce göç etmiş, yaşlı ve yoksul bir amcayla tanıştım. nur yüzlü demezler mi, tastamam öyleydi. kimi-kimsesi yokmuş yanında. "yapayalnızım" dedi. baraka gibi bir evi varmış, yetiyormuş kendine. "kimileyin, evsiz-barksız inşaat işçileri gelir yatar. onlarla dağıtırım ıssızlığımı" demeyi de ihmâl etmedi. 10 yıl önce evlenmiş (ilk ve son kez). 7-8 yıl sonra, karısı da terk etmiş onu. karısı, ayrılalım dediğinde ikilememiş. "mâdem sıtkın sıyrılmış benden, derhâl" demiş. ayrılmışlar mahkeme kararıyla. devletin (mi) üç aydan üç aya verdiği (mi) 250 tl. yaşlılık aylığını almaya gidiyormuş bankaya. yetiyor mu, dedim. "yetmez mi, artıyor bile. zaman gelir, zengin evlerinin bahçelerindeki otları temizlerim tırpanımla. oradan da gelir 5-10 kuruş, geçinir giderim işte" demez mi. saygı duruşuna geçesim geldi karşısında. "borç verdiğim bile olur kimilerine. isteyeni boş çevirmem" deyince de bir; almasın mı beni bir buğulanmak... bu cılızın cılızı, bu çelimsiz adamda, bu ne bolgönüllülüktür allahım, dedim kendi kendime. bir cümlesi daha oldu, zikretmeden geçemem: "bardağın içini içtikten sonra, dışına şükrederim".
küçüldüm küçüldüm küçüldüm; adamın büyüklüğünden. baktım çözüleceğim; sarılıp öpüştük, ayrıldım yanından. ayrılırken, "allah, yolunu açık etsin evlât" dedi, ihtiyar ama bahtiyar sesiyle.
düzüldüm eve doğru: para-tanrıcılara söve-saya!
beynim, beynimden çok ruhum zonkluyordu.
16. aşk
aşk da dünyayı-ne yazık ki- dönüştüremez. şükretmeliyiz, kımıldatabilirse!
17. babam anam ben
babam toprak insanıydı; anam da öyle. bense kitaplarda yaşadım. binlerce kere câhil(d)im onların yanında. Bunu hayattan anladım.
18. at ot it
insanlar üçe ayrılır, bir bakıma: at gibi yaşayanlar, ot gibi yaşayanlar, it gibi yaşayanlar... buncası yeter şimdilik. başka bir gün anlatırım ayrıntısını.
19. ayrılık
sevgili, bak ne diyorum: güzelleşecekse ayrılık, biz ayrılmakla; bugünden tezi yok, ayrılalım.
20. platon
platon’u severim ve platoniğim. platonist değilim ama: bunu anlatamadım, ülkemin kabız kafalı solcularına ve kültür-sanat fukarası sağcılarına!
21. vasiyet
dikine gömsünler beni, bu dünyadan göçtüğümde: yatarken uyuyakalırım, hissedemem ki sonsuzluğu.
(*): BirNokta, Ekim 2014, Sayı 153
BirNokta, Ocak 2015, Sayı 156
Hayattan bir dolu çıkarımlar şairce. Evet biraz nesre kaçmış ama, bu da değişik bir tarz yadırgamamalı, bilakis saygı duymalı... Hayat bir şekilde önce sınav yapıyor, sonra ders veriyor. Önemli olan dersleri dinleyen ya da anlamaya çalışan o dersleri alıp da dağarcığına bir şeyler ekleyebiliyor mu? En son noktayı koyarsak dikine ya da yatay gömülmek, çok da mühim değil, gömüldükten sonra iyi anılmak, önemli olan. Mezarı bile olmayan ama gönüllerde yatan bir dolu insan varken ... Kutladım içtenlikle...
" 18. at ot it
insanlar üçe ayrılır, bir bakıma: at gibi yaşayanlar, ot gibi yaşayanlar, it gibi yaşayanlar... buncası yeter şimdilik. Başka bir gün anlatırım ayrıntısını. "
18 inci maddenin ayrıntısını mutlaka bekliyorum Bünyamin bey. Yürekten tebrikler, şiirinizi kutlarım...
Kırgınlığın da kırgınlığı olurmuş, menekşeleri yanlış tanımışız, mezar duruşu hiç yoktan aklımıza girdi, mantıklı geldi sonradan sonraya. Perşembelerin farklı halet-i ruhiyesi emsali ile belki saatlerin de benzer tutumları vardır, an anı tutmuyor, tutunamıyordur, uyumsuz demek ki, ondan böyleyiz.
Tebrik ve saygımla.
22.bu dikine mezara gömme biçimi,bir gezide,Mardin de,tarihi kilisenin baş rahiplerine yapıyorlarmış,dikkatimi çekmişti. Gün içinde iyi şiirler okudum bugün,türev ve saçma sapan bir yığın edebiyat portalına bakınca,burası gerçekten öznel biçimi ile farklı . Tanıdığım ve yeni okumaya başladığım iyi şairler var,bu keyifli . Bütün bir şiire ; anlatısı ve teknik biçimi ile okuyarak eşlik ettim. Kutlarım sayın şair ..
Emek emek dokunmuş daha ne olsun