Kırılmış Kalem
Kırılmış gıyaben kalem
Gözlerin kapıda mübaşir
Ben söyleyeyim sen yaz yine de
Anneme selam
Babama selam
Sana aşk olsun
Öylece yaz İrem...
Hastane kapısında son bakış
Sen yoksun
Ana fonu keder barındıran bir koridordan geçiyorum
Annemin kollarında
Babamın gölgesini yitiriyor gözlerim
Bütün insanlar sana benziyor
Yüzünü kaybetmekten korkuyorum İrem
Beyaz çarşaf
Siyah düş
Avuçlarımda ufalanan gözlerin
Kara basan!
Son kez gelmiştim
Son muradım sendin
Neden öyle bakmıştın İrem
Boş bakış
Antik sevda
Harabe gönül
Lahitleri sen sıvalı zehir
Gümüş kadın
Dudağın üzre darmadağın
Öpme beni
Öpme...
Öpersen ölürüm İrem
Önce hemşireler gelip gidiyor
Sağ kolumdaki hortum damarıma zerk etmeden zehrini
Sükutun kalbime bağlanıyor
Henüz geçmedim kendimden
İlaç kokularını aralayıp geliyor kokun
Ciğerime dolanıyor
Sen kokmazsan ölürüm İrem
Ölürüm...
Gecenin ortası
Annemin ayak sesleri tırmalıyor duvarları
Tavana çarpan umutsuz duaları
Pencerede senin gözlerin
Bakma öyle gider gibi
Gözünü kırpma
Fişimi çekip gider gibi
Gidersen ölürüm İrem
Ölürüm...
Izdırabımı anlatacak değilim
Bu döşek bu yorgan
Bahtımın rengine seni katacak değilim
Göğünü devşirdin
Bensiz bir semaya açmışsın yüreğini
Madem ki istemiyorsun
Yağmurun mubarek
Ektiğim fırtınayı biçer gibi
Bir gül idin dalına kondum
Hayırsız göçer gibi
Kalmam giderim
Kalırsam ölürüm İrem
Var idin yok idin
Gelir geçer hal miydin
Vebanı sarmışsın yüreğime
Sunmuşsun yokluğun kadehini
İnat etmem içerim İrem
Ellerinden içmezsem ölürüm...
Kapıyı son kez kapatırlar
Duymazsın
Toprağı savurup yüzüme
Yokluğunu aratırlar
Sana son söz söyleyemem söyleyemem
Sen söyle İrem
Sen söyle...