Kırılsın Sandukanın Kapağı

Kimse yok mu bu şehirde?

Nerede beyazın kalabalığı?

Karaları mı giydiniz üzerinize?

Gökyüzünün mavisi griye çalık

Uzamıyor gölgeler artık


Nerede güneş?

Yıldızlar nerede?


Hiç için savaşanlar

Pire için yorgan yakanlar

Siz de mi düştünüz

Yalnızlığın pençesine?

Siz de mi

Bıktınız çağın artıklarından?

Siz de mi

Kaçtınız beton yığınlarından?


Çocuklar

Onlar nerede?

Elma yerine gökten

Bombalar mı düştü?

Masallarını

Şeytan mı aldı götürdü?

Ya hayalleri...?


Toprak kara puşide mi sarılı

Bu matem havası, bu sessizlik, bu bekleyiş neden?

Kim sökecek yüreğimizden acıları

Kim merhem olacak bize bizden başka

Dön de bak arkana

Kaç rivayet katarı

Kimlerdi gelip geçenler

Geriye kaç iz kaldı?


Ey...! kendini dev aynasında görenler

Hiç sordunuz mu kendinize

Olmayan evrende varlığınız kaç para eder?


Bu dünya hepimize yeter, tasalanma

Hepimiz aynı çemberin içindeğiz

Çıplak geldik bu cihana, çıplak gideceğiz

Ne tamah edelim ne de kahır

Geriye sadece sevgi baki kalır


Şimdi birlik zamanı

Çocuklar için

Kinsiz, kibirsiz, tertemiz bir evren için

Kıralım sandukanın kapağını

Çıksın içinden yedi cüceler

Şenlensin yeryüzü

Çağlasın gökyüzü


Çöl ortasında fidan da

Yeşerir erişir arşa

Yeter ki sen kalkmak iste şaha


07 Ocak 2025 14 şiiri var.
Beğenenler (6)
Yorumlar (2)
  • Ey...! kendini dev aynasında görenler

    Hiç sordunuz mu kendinize

    Olmayan evrende varlığınız kaç para eder?

    Çok güzeldi Nihal hanım şiirin bütünü. Dağınık geldim toplandım. Çıplak geldim vahalandım. Kaleminiz daim olsun. Özlü sözler gibiydi mısralar.