Kırk Eylül Yaşadım
Dağlayın gözlerimi
sevdiğim mavi sönsün
yıldızları vurun düşsün
gökyüzüne nispet
yasaklayın sevdiğim şarkıları
sürün sürgüne pencereme konan
şu isyankar griye çalan martıları
dağlayın gözlerimi
karanlığa bırakın
okumasın kitap,şiir
koparın dilimi
haykırmasın
ezan, vatan, bayrak
beni bırakın
böyle bırakın
prangalara vurulu
böyle isyankar
böyle dermansız
böyle anlamsız
yasaklayın umutlarımı
zincirleyin asi zihnimi
böyle yankılansın sükût
öyle derin ki bakışım
öyle dimdik ki duruşum
koyun beni kara toprağa
alevlensin bağrımda
tam bağımsızlığın
kül gibi kor yangınları
adam gibidir
ölümüm
gözü pek
aldırmadan
darağacı başım üstüne
yağlı urgan madalyam
özgürlüğümü satmadım
vurun bitsin özlem
bir eylül yağmuru
seher sonrası
haysiyetim
adım kalmalı yazılı
mühürlü sayfalarda
ebediyen...
Eylül
bir mazi
bir yiğit
ölüm kolay
yaşamak zor
kırk yaşında
kırk çeri gibi ...
......
Suskun//
Tarihin nabzına kırk düğüm attık, kim çözer bu bilmeceyi...â
Irmağın kıyısında göğü delmiş kılınçları Birlikte ant içmişler ölüm kutlu doğuşları âSONUNA KADAR" Naime hanım,
Bazen ölmek gerekir yeniden doğmak için..👍
güzel dileğiniz için Teşekkürler. 🙂
Selam ve Saygılarımla..
Ölüm kolay, yaşamak zor... Kırk eylül yaşamak yetmez bu vatan için. Daha yapacak çok işiniz var şair çooookkk. Öyle işin kolayına kaçmak yok.
O DİL DAHA ÇOK HAYKIRMALI: ezan, vatan, bayrak
Vatan hizmet beklerken pes etmeye "hayır!." HAYIR...
Kutluyorum içtenlikle. 👍 Nicelerine...
Teşekkürler Mustafa bey..
Selam ve saygılar..
Kaleminize sağlık...