Kırk Gün
Sensiz kırk gün saydım.
Ufuk kararan bir rüya.
Kendimi sevdana adadım.
Yokluğunda karanlık dünya
Yokluk sensizlik gibi
Sensizlik ölüm sanki
Sen kaybedilen umut
ufka giden pembe bulut
Gece uzayıp gitti düşlerinle
Sabah son ışık gözlerimde
ecel bir nefes sigarada
ruhum çok uzaklarda
Uykuda ölüme direndim.
kaç kez denedim ölemedim.
küstüm sonra yaşama
Belki sana kırgınım hala.
Giderken bakmadın ardına
Anlamadın son firari gözlerimi
Kırgınım dedim yıllar sonra
yıllarca dua ettim oysa sana
Her gün yazdım sana
Kimini sana, kimini suya
denizin son dalgasına
umudun çığlığıya
Unutamadım yalnızlığımı
Unutamadım rengini mavinin
Sarhoş adım yürümenin
Şarkılar söylemenin
Seni unuttum kırk gün sonra.
Hatırlamadım hissetmedim.
Yaşıyorum ama hala ölmedim.
Kadere boyun eğdim direnmedim
Kırk günde yaşlanıyor insan
Tükeniyor tüm umutlarım
Seni kurtarmak içindi firarım
Açmadım çaldığın hiçbir kapıyı
Gözlerimi ve hislerimi kapattım
Kendimi bilerek ateşe attım
her fani gibi yaşayasın doyasıya
düşleyesin gülesin ufka
Unutanı unutasın diye sevgili
Senden aldım güzelliklerini
Yasaktı düşlemek seni
düşlerimde tutmak elini
feryadımı kim işitir ki
kim dindirir kanayan içimi
soğuk buz yalnızlığı
özlemle büyüyen ayrılığı
feryadımı kim işitir
kim dindirir kanayan acıları
soğuk buz yalnızlığı
özlemle büyüyen ayrılığı
ağır dizeler duygu yüklü kelimeler karmaşık hisler, acı, hüzün, bekleyiş ve umudun olduğu dörtlükler taşa bir yürekten gelen haykırış
yüreğinize sağlık kaleminiz daim olsun