Kırk Yama Yürek
Elifim sade bir merteğim
bir çobanın kavalından dökülen
O incecik sızılı
nağmeler gibi
yanık içli
Rüzgara direnen yaprak gibiyim
haşin titrek
solgun
Zaman elimde bir kürek
toprak atıyorum
yarına
Ruhum üstsüz
düşüncem yalın ayak
Yürüyorum
saklanacak yerim yok
kalbimden başka
Harap mihrap
Minber harap
Akan suyun demindeyim
geceyi örüyorum
elif elif
Umudu emziriyor beşik
kırk yama kırk delik
bir ömür
Ay gibi büyüyor bahtım
bir alın söylencesi
nasırlı elin ömürlük şarkısı
Toprakla biten dansın
su ile başlayan hikayesi
dinleniyor bir romanın ayracında
Yer çatlak
minder yaralı
Uslanmak bilmiyor insan
Dünya vermiyor
yitik oyuncağını
Ruh sancıyor
bebek ağlıyor
mezar çıplak
İsrafil beklemede
Hiçbir metinde yazmıyor
acının tarifi
Acı
katmerli gül yaprağı
ve
hiçbir albümde
resmî yok kitapsızlığın
Küçükken tek endişem
kel bebeğime saç örmek
bir iki yamalı elbise dikmekti
bir bebekle üç kız kardeş oynamak
yani işin aslı
yokun bile vardı bir çaresi
yıllar geçti
varın yok çaresi
ne var ne yok diye soranlara
Leyla' dan çok sonra
İkranur' dan az önce...
tebriklerimle