Kırk Yaş Şiiri
Sade bir avaz çıktı:
Ölüm kaplar teneşir
Boşanır yağmurdan bulut
Arşa el değer
Göğe basamak kuranların inişi
Zor zanaat değil düşmek
Arda kalan,
Çamurla bulanmış bir ceset
Önce sabret diyor akıl
Ve kırdılar simdi bendeki testiyi
Sabır taşa değdi çatladı
Akıl başa değdi patladı
Neydi akan kan yerine damardan
Zaten çıkmıştı balığın kokusu en baştan
Çık kara tahtaya
Yaz kızım elinde tebeşir:
Söz siyasette mi başlar
Kafiyede mi biter söz,
Andı nereye yazmalı?
Nerden başlarsan başla
Yine nefse çeker öz.
Gövdeler siperdi bir zaman
Perde kapandı, kalktı kompartıman
Umut koymuştuk adını
Peşinden giden olmadı
Resmettim duymadın
Bağırdım görmedin
İşte başladı uçurumlar solmaya
Uyandır o çelikten gövdeni kırılsın hadi
Sende onca mevsim
Gül değil diken bile bitmedi
Neydi o hülya, neydi senin hevesin
Sana kırkın da yetmedi
Kazığı çaksan ne yazar
Cürümün nereye kadar gitmeli?
Teneşir dedikleri sonrası mezar
Bir bakmışsın yokmuşsun
Kırkından da olmuşsun
Sen hazansız solmuşsun
Sahi dedin duydum:
Bir gün ömür bitmeli!