Kırlangıçlar Bayrama Çağırıyor
Bakın ayaklarında teneke saksılar bağlı sardunyalar
Naneler
Maydanozlar
Biberler
Boynu bükük küpeliler
Kollarından çatıya tutunmuş sarmaşıklar gördünüz mü
Gurbetçi türküleri nehir yataklarından gelen
çimento harcı ile karıştırılmış kum taneleri
siz de duyun
Kanatlarında özgürlüğün sesi
yüreklerinde iç kıpırtısı ile
Komşularımız dönmüş bilmediğimiz yerlerden
ırak illerden
Vicir vicir selamlaşıyorlar hepinizle
duymuyor musunuz
Başları yukarıda papatyalar
göz yaşları ile sulanan
yeşil çimenlerden ün getirmişler
Nurhak Dağı doruklarından
Ceviz yeşili
allı morlu
sarılı
beyaz eteklerinden dağ esintileri
Özgür akan Kızıldere’ lerden
Yeşildere’ lerden bolluk
bereket
Uçsuz bucaksız Afyon ovası’ ndan ferahlık
İnönü’ den utkular
Akdeniz’ den Yunus’ lardan inanç
Ulu Mevlana’ dan barış
Hacı Bektaş Veli’ den
Pir Sultan’ dan huzur
güven getirmişler
Dadaloğlu ile kavga kurarlar
Köroğlu ile can evinden vururlar
Hoca Nasreddin’ den gülmeceler sunarlar
Özgür ülkelerden özgürce uçup gelmişler
Size selam getirmişler
Dost özlemine sarılmış dürümler gagalarında
Dün dedemiz ninemiz
Bıldır anamız babamız
Bu yıl da biz geldik yüzümüzü yüzünüze sürmeye
18 Gram yem tanesi hakkımızla uçtuk
Yemedik haram
ne de başkasının hakkı
yok kursağımızda
Varsıllar gördük doymayan
gözünü toprak doyurası
Çark dönmüş bir şekilde
Buğdaylar ezilmiş hep
Unu yiyen onlar
yine varsıllar
Herkes payına düşeni alsın gel üleşelim dememiş tilki leyleğe
Aslan hep en büyük payı ister en önde
Tavşan bile madik atar tosbağaya
Küçük balık yem olur hep büyüğe
Çark hep döner
Döner de neden aç hep değirmenci
Oysa gece gündüz yorgun
uykusuz
Buz gibi suya girip duran çarkı döndüren
Çuvalı sırtlayıp eleğe tahılı döken
İncelik ayarını yapan
Değirmeni tıkırdatan
Unlara bulanan
Bu nasıl çark usta
Bu nasıl değirmen böyle
Başka türlü dönmez mi bu çark
bu değirmen onu söyle
Nedir bunun aslı esası
diyor o cıvıltılarında
Sahili bir uçtan uca kuşatan erguvanlar
Söyleyin alınızla
morunuzla
yeşil mavi
beyazınızla
Hani o
Fırat’ ın kıyısında otlayan kuzuya ne oldu
Herkes eşit olsun
Payına düşeni alsın
ne eksik ne fazla
Bize düşen 18 gram yem tanesiydi
Yetindik onunla
Kalanları da siz üleşin kardeşçe
dostça
insanca diyorlar
Ne ettiniz Özgür’ üm gibi sevdiğim Deniz’ lere
Hüseyin’ lere
İnan’ lara
Ne oldu başını koyacağı ana dizi hayırsızın
Kenevir utandı urgan olduğuna
ben bunun için büyümemiştim
Söyle selvi kavak neden devrilmedin onların yerine sen de
üç fidan verdin kökünden
Sardunya ağıt tuttu
Küpeli boynun büktü
Öyle Mahir’ lerdi ki
Sinan’ lar
Taylan’ lar
hepsi yurtsever birer devrimci
Erdal’ lar bıyıkları yeni terlemiş
Berfin’ ler daha çocuktular pek körpe uzanamadan somununa
Zihinlerinde aydınlık yarınlar vardı
Tam Bağımsız Türkiye
Umut’ umun benzeri Ali İsmail’ lerin tekmeler altında
“ölüyorum yeter vurmayın” derken
Onlar birer birer yaşamdan düşerken
mor menekşe boynun büktü
Saraylar gördük gelirken içlerini aydınların aydınlattığı
Okul değildi onlar
Utanç kaynağı hapishane
Kırılmamış mıydı Hitler’ in uzun eli
Yoksa radyoda konuşan Goebbels mi
Tiyatroda oynanan Kuzuların Sessizliği mi
Hakkını almayacak mı kısa çöp uzun çöpten
Neden savaş
barış değil de dillerde
gönüllerde
Dost olamaz mı kurtla kuzu
Gülün dalı dikenli değil mi
yemeğini yaptığınız sarmaşığın ki de
Batmayan güneşi olan ülkeler gördük
Kulun kula kulluk etmediği
Siz de batırmayın güneşinizi diye uyarmaya geldik
Sabahın seherinde
Kuşluğun baharında
Öğlenin yazında yaşayın
Bayram edin arılar sinekler böcekler
kurt kuş
börtü böcek
tüm ağaçlar
balıklar
Ey derenin suyunda saçını tarayan salkım söğüt
İkindi olmasın bahçende
akşam da
gece de
Küçücük diken selvi olur
uzar gölgeleri kuşlukta
ikindi de
Öğlenin güneşi vurunca tepeden
Koca çınar sandıklarının çalı olduklarını görürsün
Süt dökmüş birer kedi
Güneşi batırmayın
Kalın hep öğlede
Karanlık çöker ümüğünüze akşamdan geceye
yol olur her gün yatsıya
Gecenin karanlığında kurulur tuzaklar
Kirli işler
ahlaksızlıklar
haksızlıklar
hukuksuzluklar
adaletsizliklere gebedir gece
Siz uyurken
kurt kuş uyurken
börtü böcek
uyurken sabiler
koca koca ağabeyler
Siz uyumayın hanımeliler
Biz evinizin saçağında
sabahın seherinde
kuşlukta
öğlede
ikindide
akşamda
sizi rahatsız edeceğiz
Uyutmayacağız
Bu yıl gitsek bile
iki oğulla döneceğiz
bir daha ki seneye
Ha bir de çağrımız var size
Kırlangıç Bayramımız var
Haydi katılın siz de bize.!?
Emer bey, iyi günler. Bu şiirıniz idealize edip kurguladığı güzel bir dünyayı imler. Yürekten tebrikler, kutlarım. Saygılarımla İoannis Bozikis
Tebrik ederim Ahmet Bey. Çok beğendim. 🍀
Kutlarım Sayın Emer anlamlı şiirinizi
H. Hüseyin şairimizin yazdığı gibi "Ekilir ekin geliriz / Ezilir un geliriz / Bir gider bin geliriz". Kutlarım Ahmet Bey, sevgiyle.
Uzun zamandır okuduğum gerçekten iyi şiirlerden biri bu emeğiniz ,
Anlatı,öznel kimlikler ,coğrafya ve umudun sesi
Yürekten kutlarım Ahmet bey.