Kırlangıçlar Geçiyor Göğsümden
Sersefil bir alfabenin harbinde, uğultulu kıyametin dili geçmiş eylemlerini gömüyordum
oysa bir çocuk oturmuş karanlık dağın eteklerine, gözlerini kırpmadan beni bekliyordu
kursağındaki korkuya, gözündeki yaşa, kalbindeki yamalı sancıya, buradayım dedim buradayım
uykusu bölünen yolların akla ziyan zindanlarında, ölümü çarpa çarpa ve her ölümde dirile dirile kanatlandık, cevaplı cevapsız mihraptaki doğuşuna, ki bilirim kalmaz yanında hesapsız cevapsız hiç bir adım
ve ben sevgili sensizliğin nefesine dayayıp yüzümü, sürüyorum hasretini mor salkımlı bir kış masalına
bir sabah bir sabah sevgili çıkıp geleceğim gündoğumuna, omuzumda kar, saçlarımda ellerin, sen sağanağında seni yudumsayacak kalbim,
bana kalan sızınla bıraktığın yerdeyim, öyle sessiz ölesiye sensiz bir gerillanın mavzer yüreği yüreğimle bekliyorum, ellerimde senli beyaz bir tebessüm
ve şimdi göç edecek mavilikler gönlümden gönlüne, düşecek aşk kokulu gamzene nazende bir şiir gibi
ah arafta kalan yanım, bir nihavent keman sesinde, akreple yelkovan oturmuş gözlerime, her salise vurmakta hiçlik girdabını
sancılı saatler ölümle dalaş halinde, ruhum sensiz, el açmış duam amin’ de,
yüzüm kışa dönük , tenim kokuna hasret
ne çare...